Geçtiğimiz hafta Tekirdağ hareketliydi. Kiraz Festivali vardı ve İstanbul başta olmak üzere kiraz seven ne kadar insan varsa soluğu bu kentte aldı.
Güzel bir şehir Tekirdağ. Şehri şehir gibi, köyleri köy gibi. Anlayacağınız köy hayatını seven için her biri bir Balkan köyü kalitesinde köyleri, şehir hayatını seven içinse Bodrum'u Alaçatı'yı aratmayacak kalitede mekanları olan.
Şimendifer ilçe ise Süleymanpaşa. Tekirdağ'ı Tekirdağ yapan. Sadece ilin kalbi olmakla kalmamış, ilçeyim diye geçinen bir çok yerine ders verebilecek düzeyde bir ilçe Süleymanpaşa.
Tekirdağ'da tek sıkıntı, kent içi ulaşımda otobüs kullanılmıyor. İnsanlar şehir içinde bir yerden bir yere belediyeye ait otobüslerle değil, midibüslerle taşınıyor. Yani sizlerin şehirlerinde olduğu gibi burada otobüs neyin yok. İşinize gelirse.
Dönelim festivalle geçen dört güne. Evet Tekirdağ altın bir yıl yaşadı. Her ne kadar kirazlar bir çok ilçe ve köyde henüz tam kıvama gelememiş, stantlarda olanlarınsa büyük bölümü Çanakkale'den Edirne'den ordan burdan devşirilmişse de organizasyon olarak kusursuz denebilecek bir festivaldi.
Tekirdağ özgür bir şehir. Burada kimse kimsenin tavuğuna kışt demiyor. İçkiyi seven meyhaneye, dinini seven camiye gidiyor. Özellikle asayiş yönünden son derece huzurlu bir kent. Polisi iyi çalışan bir kent. Jandarmasını henüz tanıma fırsatı bulamadım. Ama polisini anlat derseniz haklarında roman yazarım
Özellikle havaların ısınmasıyla şehir 24 saat nefes alıp veren bir şehir konumunda. Gecenin 03.00'ünde de sabaha karşının 05.00'inde de insanlarını sokak ve caddelerinde görmek mümkün. İnsanlardan kastım aileler, sevgililer. Yeter ki cebinde paran olsun.
Şehir, Türkiye'nin en güzel hanımlarının yaşadığı il olarak literatüre girmiş. Gerçekten de öyle. Her biri manken güzelliğinde ki hanımları İstanbul'un da İzmir'in de hanımlarına güzellik ve zarafette nal toplatıyor.
Kimse kusura bakmasın Tekirdağ'ın hanımlarının eline su dökecek ikinci bir şehir ve kadın olduğunu düşünmüyorum.
Festival Süleymanpaşa İlçesi'nin adı ile yapılıyor. Adı 'Kiraz Festivali' Festival boyunca insanlar bol bol kiraz yiyor. Bol bol alışveriş yapıyor, bol bol gönüllerince yaşayabiliyor.
İnsanı 7/24 yaşayan ve yaşatan bir şehir. Bu yüzden de Tekirdağ gizli bir göç alıyor. Özellikle İstanbul'dan bu şehre gelip yerleşen insan ve aile sayısı hayli fazla.
Büyükşehir Belediyesi'nin aksayan hizmetlerine rağmen kent, güzelliği ile eksileri ve eksiklikleri örtebiliyor. Bu şehre geldiğinizde gözleriniz genele bakıyor. Detaycılık yapamıyorsunuz.
Yani nerede bir bozuk yol var, nerede çöpler bulundukları konteynerlerden dışarıya taşmış olsa da gözleriniz ve aklınız bunlara takılmıyor.
Dedik ya, şehir güzel. Şehir güzel olunca da mevcut irili ufaklı kusurlar görülmüyor.
Tekirdağlı hanımlar ve beyler şıklıkta birbirleriyle yarışıyor. Kente geldiğinizde ilk dikkat çeken bu oluyor.
Sokak ve caddeleri podyum gibi. Her biri son derece bakımlı hanımları, kendilerine hayranlıkla bakanlara "Keşke benim şehrimde de kadınlar bu kadar güzel, alımlı ve bakımlı olabilseydi" dedirtiyor.
Ben festival dedikçe konu başka yerlere kayıyor. Yazacak o kadar çok şeyi var ki. Festivalle söze başladım ama festivale yoğunlaşamıyorum. Zira yazacak çok şey var bu şehirde. O yüzden daldan dala atlıyorum.
Ez cümle : Adını yeterince duyuramamış olsa da Tekirdağ bu ülkenin belkide en güzel şehirlerinden birisi.
Mavisiyle yeşili ile tam bir Balkan kenti. Çaktırmayın Balkan şehirlerinden bin kat daha güzel. Festivale gelince. Bir iki not almadım değil aldım tabi. Bir festival bundan daha iyi yapılamazdı.
Sanırsınız ki, festivali tertip edenler bu konunun uzmanı. Halbuki sıradan bir ilçe belediyesidir bunu yapan ama gelin görün ki, belediye sadece iyi ve kusursuzluğa yakın festival yapmakla kalmıyor, Tekirdağ'ın kendisine Tekirdağ'da dedirtiyor.
Anlayacağınız Süleymanpaşa, Tekirdağ'a hayat veriyor. Diğerleri mi?
Büyükşehir dahil şimdilik esameleri okunmuyor.
Biz mi ? Gerçekleri yazmakla mükellefiz
Yalan yazmakla gazeteci olunmuyor