Cumhurbaşkanlığı seçimine henüz yıllar var. Ancak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı sayın Ekrem İmamoğlu adaylığını şimdiden açıkladı.

Muhtemelen de CHP’nin adayın sayın İmamoğlu olur.

Bir Cumhurbaşkanı ülkeyi ayakta tutabilecek minvalde olmalıdır. En önemli kademe Cumhurbaşkanıdır!

Bir belediye makamı değildir ki hataları kısa vadede düzeltilsin. Cumhurbaşkanlığı makamında neredeyse hata yapma lüksü yoktur.

Baktığımızda ülkemizde Cumhurbaşkanlığı statüsünde pek az adam var. Hatta oldukça az adam var.

Hatta bu kısıtlı kontenjan içerisinde Hakan Fidan’ı da kesinlikle gösterebiliriz.

Ekrem İmamoğlu’nu inceleyecek olursak:

Dürüst olmak gerekirse sayın İmamoğlu’nda Cumhurbaşkanlığını taşıyacak duruş, AĞIRLIK yok.

Sayın İmamoğlu’nun dışı sert, içi yumuşak olan bir havası var. Adeta dışarıda kaplan, içeride kedi.

Bu yalnızca şahsi görüşümüz. Bir şeyler iddia etmek çabasında değiliz. Gördüğümüz ve gözlemlediğimiz bu şekilde.

Herhangi birilerine çamur atmak niyetinde değiliz ancak kabul edilmelidir ki sayın İmamoğlu’na Cumhurbaşkanlığı ağır gelir.

O segmentte değil sayın İmamoğlu.

Unutulmamalıdır ki, yanlış birilerinin iktidara gelmesinin sonuçları çok çok uzun vadede çözülebilecek işlere imza atılabilmesine olanak tanır.

Cumhurbaşkanlığı makamı çocuk parkı değildir, çocuk oyuncağı da değildir.

Birilerinin kendini ispatlamak için çıkıp da şov yapabileceği bir merci değildir. Oy ıranı ispatlayacak, kişinin kendini kanıtlayacağı bir makam değildir.

Gövde gösterileri için başka kapılar açılmaya zorlanmalıdır.

Gelelim diploma meselesine! Bahsi geçen zatın diploması hakkında soruşturma başlatıldı.

Burada yanlış yapılan bir nokta var, bilin bakalım neresi?

Hatta ipucu verelim, kayyum meselesi ile hemen hemen aynı sorun!

Bu adamın diploması sahte ise, yahut şüpheli ise, soruşturma açmak için Cumhurbaşkanlığına adaylığını koymasını mı beklediniz?

İşte bu tür durumlar taraflardan birini haklı çıkarır. Bir iş yapıyorlar yaptıkları işi ve niyetlerini çok açıkça ortaya koyuyorlar.

Belki de az evvel bahsetmiş olduğumuz adaylık statülerine uymadığından, daha doğru birilerinin iktidara gelmesini kolaylaştırmak yahut önünü açmak için yapılmış olabilir.

Lâkin, yıllardır devlet yönetenlerin kolaylıkla düşebileceği hatalar değil bunlar!

En azından adaylığını koyması beklenmeseydi, evvelden de soruşturulabilirdi.

Önceden kestirilebilirdi aday olacağı, daha gündeme gelmeden soruşturması yapılabilirdi.

Bir şeyler açık açık yapılmamalı.

Siyasette ne resmiyet kaldı ne de ağırlık. Siyaset eskidenmiş yahu!