Dijital cihaz ve hesaplar için parolalar oluşturmak ve düzenli olarak yenisiyle değiştirmek zorunda kalmak, genellikle sıkıntılı bir görev olarak algılanır. Ancak şifreler ve parolalar, bilgisayarda ilk kullanılmaya başlandığından bu yana hâla çok önemli bir güvenlik kalkanı olma işlevini sürdürüyor.
Parola ya da şifre, aslında bilgiyi korumanın basit bir yolu. Üstelik yeni bir icat da değil. Antik Roma’nın askeri birlikleri arasında da şifreli mesajlar gönderiliyordu.
Bilgisayarda parolanın kısa hikayesi şöyle biraz aktarayım size;
Tarihi, Romalılardan birkaç bin yıl ileri sararsak; bilgisayar tarihini inceleyen pek çok kişi tarafından modern bilgisayar parolasının babası olarak Fernando Corbató gösterilir. Corbató, 1960 yılında ABD’de Massachusetts Institute of Technology (MIT)’de çalışırken, o dönem var olan sisteme enstitüdeki araştırmacıların erişebileceği devasa bir ‘Bilgisayarlı Zaman Paylaşım Sistemi’ geliştirdi. Fakat ortak bir ara yüze hep beraber erişmeleri gerekiyordu. Ancak herkesin her dosyaya da erişimi olmamalıydı. Corbató, bazı dosyaları özel kılabilmek için parola konsepti geliştirdi. Bu sayede herkes haftada dört saat yalnızca kendine ait dosyalara erişebiliyordu. Dört saat, çünkü o zamanlar bilgisayara erişim süreliydi.
Corbató’nun kendisi de yıllar içinde parolaların mükemmel çözüm olmadığını dile getirse de, pratik kullanımları nedeniyle bilgisayar güvenliği için vazgeçilmez hale geldiler.
Bilgisayar dünyasının ilk yıllarında parolaların kullanımı oldukça sınırlıydı. Ama 1990'lı yıllarda dünya çapında world wide web (www) patladığında, giderek artan sayıda insan, interneti düzenli olarak kullanmaya başlamış, hassas veriler oluşmaya ve güvenlik konusu önem kazanmaya başlamıştı.
Ancak web gelişmeden önce bile, erken bilgisayar bilimcileri, parolaları daha güvenli hale getirmenin yollarını araştırıyordu. Bunu yapmak için bilgisayar bilimi kriptolojiden faydalandı. 70'li yıllarda Bell Labs için çalışan kriptocu Robert Morris, karmayı (hashing) geliştirdi. Yani bir karakter dizesinin orijinal cümleyi temsil eden sayısal bir koda dönüştürülme süreci. Hashing, tüm dünyada mobil cihazlarda ve iş istasyonlarında yaygın olarak kullanılan erken UNIX işletim sistemlerinde benimsendi.
Günümüzde parola konusuna bir başka güvenlik seviyesi eklemekle birlikte, modern veri tabanları, parolaları daha da şifrelemek için "tuzlama" yöntemini kullanırlar ve böylece rastgele veriler karışık parolaya eklenir.
Elbette parolalarla ilgili bazı sorunlar da var. Kısa olanlar kolay hatırlanıyor ve kolay kırılıyor. Uzun olanlar ise zor kırılıyor ama hatırlaması zor. Birden fazla parolaya sahip olmak da sıkıntı, ama günümüzde zorunluluk. Çünkü herkesin artık birkaç tane çevrimiçi hesabı var: Banka, online alışveriş, e-posta, Facebook, Twitter vs.
Parola kullanacak çok yer olunca, pek çok kişi, bir ya da iki farklı parolayı tüm hesaplarında kullanıyor. Ve bu da büyük bir sorunu ortaya çıkarıyor, biri parolayı çözerse tüm hesaplara erişebiliyor. Başka bir sorun ise parolayı seçmek. Çok sayıda insan hala “12345” gibi parolalar kullanmaya devam ediyor. Bir siber suçlunun böyle bir parolayı kırması sizce ne kadar sürebilir?
Peki parolalarımızı nasıl daha güvenli hale getirebiliriz?
İlk olarak; parolayı güçlü oluşturmak önemli. Doğum günü-çocuğun adı gibi kişisel bilgi kullanmaktan kaçınmak, kelime ile rakamdan oluşan karışık kodlar ve 8 karakterden fazla kullanmak genellikle işe yarıyor. Ayrıca ayrı hesaplar için de mutlaka ayrı parolalar kullanılmalı. Kelime yerine size özel anlam ifade eden kısa cümle kurmak da, iyi bir alternatif olarak öne çıkıyor.
Bir başka güncel ve pratik çözüm ise Parola Yöneticisi (Password Manager) kullanmak. Parola Yöneticisi, kullanıcıların parolalarını güvenle yönetebilmelerini, saklayabilmelerini ve web formlarını otomatik doldurabilmelerini sağlıyor. Üstelik sadece tek bir ana parola kullanarak.