Tweet |
Allah'ın rızasını kazanmak amacıyla kutsal mekanların ziyaret edilmesi anlamına gelen hac, İslam'ın beş şartından biri olarak kabul ediliyor.
AA muhabiri, Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulundan aldığı bilgilerle, hacla ilgili merak edilen konuları 10 soruda derledi.
Hac, sağlık, servet ve yol emniyeti yönünden haccetme imkanına sahip, akıl sağlığı yerinde ve büluğ çağına erişmiş Müslümanlara farzdır. Bu şartları taşıyan kişinin imkan elde edince, geciktirmeden haccı yerine getirmesi gerekir.
Kota sınırlamaları sebebiyle müracaat ettiği halde kurada ismi çıkmadığı için hacca gidemeden ölenler, imkan bulamadığı için borçlu olarak ölmüş olmaz. Hac yolculuğuna katlanamayacak ya da fiilen haccedemeyecek derecede hasta olanlar ile yaşlılar, haccı yerine getirmekle yükümlü değildir.
Hanefi mezhebine göre kurban, bayramın ilk üç gününde kesilir. Daha önce kesilemez. Tehir edilerek daha sonra kesilmesi durumunda ceza olarak ayrıca bir koyun veya keçi kesmek gerekir. Şafii mezhebine göre ise bayramın 4. günü gün batana kadar kurban kesilebilir.
Kendisine hac farz olan biri sağlık, yaşlılık ve benzeri bir sorun sebebiyle bizzat hacca gidemeyecek durumda olursa, başka birisini vekil (bedel) göndererek vekalet yoluyla hac yaptırabilir. Böyle kişilerin, hayattayken birini vekil olarak göndermesi mümkün olduğu gibi mirasçılarına, ölümünden sonra kendi adına bedel hac yaptırılmasını vasiyet etmeleri de mümkündür.
Temettu (önce umre yapıp ihramdan çıktıktan sonra yeniden hac için ihrama girilerek yapılan) veya kıran (umre ve haccın ikisine birden niyet edilip ihrama girilerek tek ihramla yapılan) haccına niyet eden hacıların, şükür olarak kesecekleri hayvanları Harem bölgesinde kesmeleri gerekir.
Bu kurbanın Kurban Bayramı'nda kesilen udhiyye (Kurban Bayramı'nda kesilen) kurbanı ile ilgisi olmadığından, Harem bölgesi dışında kesilmesi geçerli değildir.
Hac, belli zaman, mekan ve şekillerde yerine getirilen bir ibadettir. Bu ibadetin kabul edilmesinin şartları hacca gidecek kişinin Müslüman, ergenlik çağına ulaşmış ve akıl sağlığının yerinde olması, hac mevsiminde Mekke'de bulunmasıdır. Bu şartları yerine getiren kimsenin hac ibadeti fıkhi ölçüler dahilinde şeklen geçerli olur.
Ancak kura yöntemiyle hacca gidemeyenlerin, değişik meslek vizeleriyle hacca gitmeleri yalan beyan anlamına geleceğinden dinen caiz değildir. Allah'ın emrine uyarak hac ibadetini yerine getirmek ile yine O'nun koyduğu yalan söyleme yasağını çiğnemek İslam ahlakıyla bağdaşmayan açık bir çelişkidir.
Görevli olarak hacca giden kimse, ister zengin ister fakir olsun yaptığı hac kendi adına geçerlidir. Yaptığı görev karşılığında ücret alması bunu değiştirmez.
Hanefi ve Hanbeli mezheplerine göre, hac ibadeti için kadının yanında bir mahreminin bulunması gerekir. Şafiilere göre, üç veya daha fazla güvenilir kadın, yanlarında eş veya mahremleri olmasa da hacca gidebilir. Maliki mezhebine göre ise bir kadın, güvenilir bir grup içerisinde olması halinde tek başına hacca gidebilir.
Hanefi mezhebine göre, evli bir kadının kendisiyle birlikte gideceği bir mahremi yoksa hacca gitmesi uygun değildir. Ancak kocasının rızasını alan bir kadın, güvenilir bir hac organizasyonuyla Şafii ve Maliki mezheplerini taklit edip mahremsiz olarak hacca gidebilir. Haccın gerekli şartlarını taşıyıp yanında bir mahremi olan kadının farz olan hacca gitmesine eşi engel olamaz.
Hac ibadetini yapamayacak derecede sağlığı bozulan veya aşırı yaşlılık nedeniyle kendisi hacca gidemeyecek durumda olanlar kendi yerine haccetmesi için masraflarını karşılayarak vekil gönderebilirler. Fakat vekil gönderecek parayı fakirlere sadaka olarak vermekle veya bir hayır kurumuna yardım yapmakla hac görevini yerine getirmiş sayılmazlar. Böyle yapanın hac borcu düşmez, sadakasının sevabını alır.
Maddi yönden haccetme imkanına sahip olmayan kişilerin borçlanarak hacca gitmeleri gerekmez. Ancak borçlanarak hacca gitmeleri halinde, hac ibadeti geçerli olur ve kendilerinden hac sorumluluğu da düşer.
Haccın farz olması için gerekli şartları taşıdığı halde, hac mevsiminde hazır parası bulunmayan ve borç aldığı takdirde bunu daha sonra ödeme gücüne sahip olan kişilerin bu görevi bir an önce ifa etmeleri için borç alarak hacca gitmeleri uygun olur.
İslam dini kişilerin meşru işlerle uğraşmalarını ve geçimlerini helal yollardan elde etmelerini emreder. İbadetler de helal kazançla ifa edilmelidir. Bankada vadeli hesapta bekleyen paranın aslı helal olduğu için bu parayla hacca gidilebilir ancak bu yolla elde edilen faiz gelirlerinin sevap beklemeksizin ihtiyaç sahiplerine dağıtılması ve tövbe edilmesi gerekir.