Birleşmiş Milletler tarafından tanımlanan ve her yıl 8 Mart’ta kutlanan Dünya Emekçi Kadınlar Günü, özünde bir mücadele ve hak arama günü. Aynı zamanda da kadınların ekonomik, siyasi ve sosyal başarılarının kutlandığı bir gün.
Ne var ki hem ülkemizde hem de dünyada kadınların çalışma hayatındaki yerinin ve toplumdaki statüsünün çok fazla değişmediği, sorunların varlığını aynen koruduğu bir yılı daha geride bıraktık.
Oysa, iş hayatında kadın erkek eşitliği artık sadece bir adalet meselesi değil, ekonomik fayda yaratmanın olmazsa olmazı. Sürdürülebilir katma değer yaratmanın yolu, fırsat eşitliğinden geçiyor.
Türkiye’de kadınların iş gücüne katılımı yüzde 35’lerde, OECD ortalaması ise yüzde 65’lerde.
Şayet Türkiye’de kadınların iş gücüne katılımını OECD ortalamasına taşıyabilirsek Gayri Safi Yurtiçi Hasılamızı yüzde 20 oranında büyütebiliriz.
Bilişim Çağı’nın getirdiği hız ve giderek sertleşen küresel rekabet, üretimden tüketime her alanda eşitlikçi bir bakış açısının sağlanmasını stratejik bir hedef haline getirmiş durumda.
SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZMDE İKİ ÖDÜL
Selçuk ve Urla “Yeşil Destinasyonlar Gümüş Seviye Ödülü” sertifikası kazandı.
Uluslararası Sürdürülebilir Turizm Konseyinin (GSTC) akredite kuruluşu olan Green Destinations (Yeşil Destinasyonlar) tarafından verilen ödül ile İzmir, sürdürülebilir turizm alanında önemli bir başarıya ulaştı.
Yüzden fazla sürdürülebilirlik kriteri ve göstergesini kapsayan kapsamlı bir hazırlık ve raporlama sürecinin ardından, ayrıca bağımsız bir saha denetimi sonucunda, Urla ve Selçuk ilçeleri Green Destinations / QualityCoast Ödülü-Gümüş Seviye Ödülü almaya hak kazandı.
Bu ödül, doğa ve mirasın korunması, atık yönetimi, enerji ve iklim gibi tüm sürdürülebilir destinasyon yönetimi alanlarında mükemmelliği ifade ediyor.
Aynı zamanda, destinasyonun gelecekte turizminin çekiciliğini sürdürebilmesi için gösterdiği çabaların da bir takdiri.
Ölçülen unsurlar yalnızca doğal miras gibi somut ve görünür kriterler değil, aynı zamanda sürdürülebilir kalkınma ilkelerini dikkate alan politika ve yönetim planları.
BERLİN TURİZM FUARINDA
Dünyanın en kıymetli turizm fuarlarından biri olan Berlin Uluslararası Turizm Fuarı’nda Green Destination yönetimi tarafından doğa ve mirasın korunması, atık yönetimi, enerji ve iklim gibi tüm sürdürülebilir destinasyonun özelliklerini İzmir’in Selçuk ilçesinin taşıdığı kararlaştırıldı.
Doğasını, denizini, tarımını ve kültürünü koruyarak geliştirmeyi hedeflenen Urla’nın en çok tercih edilen bölge olduğu belirtildi.
Urla’da gastronomi kültürüne ve tarımsal üretime dayanan ‘GastroFarmUrla’ şemsiyesi altında oluşturulan rota, hem gastronomi ve tarım kültürünün görünürlüğünün artmasını, hem de bu kültürel mirası gelecek nesillere aktarmayı hedefliyor.
Bu ödüller; Urla Bağ Yolu Rotası, Gastronomi Rotası, Zeytin Rotası, Gezilebilir Kültür Rotası ve Butik Konaklama Rotalarının, önümüzdeki yıllarda hem daha fazla tercih edilmelerini sağlayacak hem de yerelde sürdürülebilir kalkınma atağı yapmaları için büyük bir argüman olacak.
2024 yılında GSTC’nin akredite kuruluşu olan Green Destinations ile başlayan çalışmalarda sertifikaları alan ilk ilçeler Selçuk ve Urla oldu. Önümüzdeki günlerde Menderes ve Çeşme ilçelerinde de sürdürülebilir turizm sertifikası çalışmalarına başlanacak.
RENKLER ve MARKA ALGISI
Renkler, tüketici psikolojisi ve marka algısında kritik bir rol oynar.
Doğru renk kullanımı, markaların kimliğini güçlendirir, duygusal bağ kurar ve satın alma kararlarını etkiler.
Günümüzde pazarlama stratejilerinde renklerin bilinçli kullanımı, markaların tüketicilerle etkileşimini artırmada önemli bir faktördür.
Her renk, farklı duyguları ve çağrışımları tetikler:
Şöyle söyleyebiliriz:
Kırmızı: Tutku, heyecan ve aciliyet hissi uyandırır. Hızlı tüketim ürünlerinde ve indirim kampanyalarında sıkça tercih edilir.
Mavi: Güven ve profesyonellik hissi yaratır. Bankacılık ve teknoloji sektörlerinde yaygındır.
Yeşil: Doğa, sağlık ve sürdürülebilirlik ile ilişkilidir.
Sarı: Mutluluk ve iyimserlik hissi verir.
Siyah-Gri: Lüks, zarafet ve güç simgesidir.
RENK SEÇİMİ
Bir markanın renk paleti, tüketicilerle olan iletişimini doğrudan etkiler. Araştırmalar, tüketicilerin bir markayı tanıma sürecinde renklerin %80 oranında etkili olduğunu gösteriyor.
Örneğin, Coca-Cola kırmızı ile dinamizmi yansıtırken, Apple’ın gri tonu lüks hissi uyandırır.
Belirtildiğine göre;
Tüketiciler, bir ürünün renginden etkilenerek daha hızlı karar verebiliyor.
İndirim ve promosyonlarda kırmızı ve turuncu gibi dikkat çekici renkler kullanılır.
Gıda sektöründe iştah açıcı renkler (örneğin, kırmızı ve sarı) tercih edilir.
Teknoloji ürünlerinde siyah, gri ve mavi güven hissi yaratır.
Yapılan araştırmalara göre, tüketicilerin en çok sevdiği renk %19,6 ile mavi. Samsung, Adidas ve Mavi Jeans gibi markalarla özdeşleşmiştir. Beyaz ve siyah ise ikinci sırada yer alıyor.
Öte yandan, kahverengi ve turuncu en az tercih edilen renkler arasında bulunuyor.
Markalar, bu verileri analiz ederek hedef kitleleriyle daha güçlü bir bağ kurar ve pazarlama stratejilerini geliştirir.
Renkler, yalnızca estetik değil, aynı zamanda tüketici algısını şekillendiren stratejik bir faktördür.