Bu haftaki yazımı kültür ve sanata ayırdım. Çünkü sanat iç dünyanın dışa vurumu dur, sanata aşk eklenince sanat aşkın içinde erir ve muazzam eserlerin çıkmasına neden olur çünkü aşık olan kişi bir şeyler yaratmak, hediye etmek, aşık olduğu kişiye sürpriz yapmak ister aşık insan sadece üretmek ve yaratmak ister.
Onun içinde bitmek bilmeyen bir potansiyel uyanmıştır karşıdaki kişi aslında onun uyuyan yaratıcı sanatsal tarafını tetiklemiştir bence aşkı en iyi sanat anlatır, sanatı da en iyi aşk bütün bestelerin, dansların, resimlerin, şiirlerin vs. hepsi aşk kökenlidir.
Salvador Dali nin Gala ya olan tutkulu aşkı bundandır ki bütün çalışmalarında Gala dan bahsediyor Beethoven'ın Ölümsüz Aşk eseri yine içinde fırtınaların koptuğu bir anda ortaya çıkmıştır. Aşk ve sanat insan hayatında çok önemli bir yer tutar insan aşık olduğunda etrafa faklı gözlerle bakar her yerde aşkın dansını, şiirini, resmini ve bestesini görür ve bunu her yerde herkese özelliklede aşık olduğu kişiye yaşatır.
Aşk hissetmektir sanat da öyle bilinmeyenden birden geliverir ve bunu aşkla birleştirilerek sanatla harmanlanır bunun için sanatçı insanlar içli, duygusal, hassas, naiftir. Her şeyi çok daha derinlerde yaşar ve sıradan hislerden uzak daha derin en derini hisseder ve özümserler bunları bütün sanatçıların eserlerinde görebilir duyabilir hissedebilirsiniz. Her bir eserde yaşanmışlık vardır boş şeyler üretmez sanatçılar yarattıkları her şeyi yaşar ve özüne iner ve eserine yansıtır aslında o yaşarken sanat eseri çıkmıştır bile sadece geriye objeye aktarmak kalır.
Sağlıklı bireyler sağlıklı eserler çıkarır bunun temelinde kişinin ruhunda bulunan aşk enerjisi dinamiği yatar, aşkla dolup taşan kişi her yeri her şeyi güzelleştirir bunun için işte her şey aşk kökenlidir.....
Akif Manaf Hocamız da AŞK NEDİR VE NASIL YAŞANIR? kitabında şu sözlere değinmiştir;
''Mantık merkezli insanlar için aşk bir cehennemdir sezgi merkezli insanlar için ise aşk bir cennettir. Kalp aşkla dolup taşınca yenidünyalar keşfedilir. Bu dünyalarda yöntem denilen şey geçersizdir. Aşk şiirseldir, o yüzden düz yazıyla açıklanamaz fakat şiirler de onu açıklamaktan acizdir. Aşkın gizemini açıklamak için çok şey söylenebilir, fakat bu gizemi yaşayana kadar tüm sözler anlamsızdır. Aşk gizemini yaşamaya başladığında sözler ve gözler anlam kazanmaya başlar. Aslında sözler fazla işe yaramaz ama aşk gizemine dalmak için ipuçları verebilir, onlar işe yarar. Onları takip ederek aşk gizeminin içine dalabilirsin ve onu yaşayabilirsin''
''Eğer herhangi bir şeye inanma ihtiyacın varsa, aşka inan çünkü insanoğlunu yalnızca aşk kurtarabilir.''
Ayrıca gerçek aşkın gizemini yaşamanız için ipuçları veriyor bunları sizinle paylaşmak istiyorum;
1.İPUCU: İnanç ile ilgilidir. Her insanın bir şeylere inanma ihtiyacı vardır. Eğer herhangi bir şeye inanma ihtiyacınız varsa, aşka inanın çünkü insan oğlunu yalnızca aşk kurtarabilir. İnancın özgürleştirici olması için pozitif olması gerekir. İşte aşk en pozitif inanç türüdür.
2.İPUCU: İdeal ile ilgilidir. Her insanın bir ideali var. İnsanoğlu bilerek ya da bilmeyerek bir ideal oluşturur. Beklentisiz aşk senin idealin olsun. İdeal köleleştirici veya özgürleştirici olabilir. İşte aşk en özgürleştirici ideladir.
3.İPUCU: Gizem ile ilgilidir. Varoluşta gizem olmazsa hayat bayat olur. Gizem hayatın baharatıdır. Hayatında bir heyecanın olması için merak ettiğin bir gizem olmalıdır. İşte aşk merak edilmesi gereken en gizemli gizemdir.
Aşkın gizemi nefes alışverişleri ve kalp atışları kadar doğaldır. Aşk en doğal şekilde sana gelir. Kimse sana aşkı veremez, aşk kendiliğinden sana gelir. Aşk senin kalbinden fışkırmaya hazırdır yeter ki sen hazır ol.
4.İPUCU: Hazır olmakla ilgilidir. Aşk için hazır ol! Bazıları aşkın gelişmesi gerekir diyor biz ise aşk için sizin gelişmeniz gerekiyor diyoruz. Aşkın gelişime ihtiyacı yok gelişime ihtiyacı olan sensin. Sen gelişmeden aşkın gizemi kendini sana açmaz ve yaşatmaz.