Azeri Türk olan eşimle evlilik yaptım. Evlilikten sonra gerekli işlemler için müracaat ettim. Evlilik cüzdanı ile Nüfus Müdürlüğüne sonrada Göç İdaresi Müdürlüğüne müracaat ettim. Bana, “Yasa gereği eşiniz kendi ülkesine gidecek oradan Türk Konsolosluğuna müracaat edecek aile birleşimi vizesini alacak” dediler. 
Yasa gereği eşimi kendi ülkesine gönderdim. Eşime konsolosluğumuz tarafından 1.Yıl aile birleşimi vizesi verildi. EşimTürkiye’ye döndükten sonra, Tekrar göç idaresi müdürlüğüne müracaat ettik. Bizden istedikleri tüm belgeleri göç idaresi müdürlüğüne sunduk. Aradan bir hafta sonra gelen bir MSN’den dosyanın durdurulduğunu söylediler. 
Göç idaresi ile yapılan görüşmede eşimin müracaatında şartlı giriş yaptığından dolayı “Maalesef eşiniz 10 gün içerisinde sınır dışı edilecektir. Yapılacak tek şey eşiniz tekrar ülkesine dönecek yeniden vize alıp gelecek. Sadece müracaat günü geçtiğinden dolayı tekrar vize alması gerekiyor” dediler. 
Eşim evlilik için gelmiyor ki. Biz zaten evliyiz . Göç idaresinin 25 nci maddesi; 
MADDE 25 – (1) Türkiye içinden yapılan ikamet izni talebinin reddi, ikamet izninin uzatılmaması veya iptali ile bu işlemlerin tebliği valiliklerce yapılır. Bu işlemler sırasında, yabancının Türkiye’deki aile bağları, ikamet süresi, menşe ülkedeki durumu ve çocuğun yüksek yararı gibi hususlar göz önünde bulundurulur ve ikamet iznine ilişkin karar ertelenebilir. 
Bu yasaya göre; Vali yardımcımız sayın Yücel Gemici beyle görüştüm. Kendisine durumu izah ettim. Evli olduğumu eşimin 1 yıllık vizesinin olduğunu . Yalnız müracaat gününü kaçırdığımızdan dolayı eşimin 10 gün içinde ülkemizi terk etmesi gerektiğini söyledim. “Göç idaresi yasasının 25. maddesinde valiliğimiz tarafından muaf olabileceğinden dolayı size geldim” dedim. 
Valimiz bir yetkili çağırarak benimle ilgilenmesini söyledi. İlgili kişi beni koridora çıkararak koridorda ayaküstü maalesef yasa gereği eşiniz sınır dışı edilecektir. Bende kendisine 25. maddeyi gösterdim. Oda bana neden bu maddeyi sana uygulayalım. Yani senin ne özelliğin var gibisinden söylemlerde bulundu; 
“Beyefendi benim tek özelliğim Türk Vatandaşı olmamdır. Kanunsuz bir şey istemiyorum. Eğer devletimiz bizlere böyle bir hakkı tanımışsa bende bu ülkenin vatandaşıyım” dedim. Görevli; “Eşiniz sınır dışı edilecek” diyerek çekip gitti. 
Demek ki bir özeliğim olsaydı eşim sınır dışı edilmeyecekti. Türk olmam yetmedi. Devlet 25 nci madde de aile birliğinin önemini vurgulamıştır. Yetkiyi de Valilerimize bırakmıştır. Peki Neden uygulanmıyordu? 
Küçük bir sorun için Her şey sil baştan yapmaya ve insanları Maddi ve manevi zora sokmaya aile birliğini dağıtma acaba gerek var mı? Günü geçmişse sınır dışı etmek yerine idari para cezası verilebilirdi. 
T.C tabelasını indirenler istiklal marşımızı yasaklayanlar, ülkeyi bölmek isteyen vatan hainleri neden sınır dışı edilmiyordu. 
Üç beş gün geçti diye aile birliğini dağıtmak 10 gün içinde sınır dışı etmek vatan hainliğinden daha mı ağır bir suçtur. 
Aile birleşimin şartı mı olur. Aileler birleşsin diye aile birleşimi vizesi verilmiştir. Hukuğun üstünlüğü olmayan ülkelerde hak hukuk adalet aranmaz. Biz millet olarak vatanımız ve namusumuz için ölürüz Namustan mahrum olanlar millet ve vatan hissi taşımazlar. Üç beş gün geçti diye aile birliğini hiçe sayarak namusumun sınır dışı edilmesini içime sindirmiyorum. 
Kalın sağlıcakla…