Son günlerde deprem sarsıntılarına ciddi şekilde tanık olduk. Aslında uzun zamandır beklenen bir doğal afetin ansızın karşımızda boy göstermesi biraz ürkütücü oldu. Geçmişteki felaketlerin tekrarlanmamasını umuyoruz.

         Belirsiz süreçler can sıkıcı. Depremin belirsizliği endişe ve stresimizi tetikliyor. Molozlara hapsolmuş insanların, geride bırakılacak yığınların düşüncesi bile ürkütücü. Depreme maruz kalındıktan sonraki süreçte kişisel yıkımlarımızın parçalarını toplamak da zaman alacaktır. Felaket olduğu takdirde parçalanmış binaları, kurtarılmayı bekleyen insanları hatta hayvanların dramını görüyor olacağız. Ancak görmediğimiz veya anlamadığımız kısım; bir depremin kaybedilenlerden ziyade hayatta kalanlar üzerindeki yıkıcı ve kalıcı etkileri olacağı gerçeği… Ne kadar istesek de onların düşüncelerine ve hislerine içten bakamayabiliriz. Bu süreçte depremi yaşamış olanların aklına kazınan negatif etkileri anlamak yaşamayanlar için imkansızdır.

         Depremi yaşayan ve tanık olanlar, zorlu bir psikolojik sürece girerler. Bu süreçteki en yaygın etkilerden bazılarını daha iyi anlamanıza yardımcı olmak için Psikolog gözüyle bazı bilgiler aktarmak istiyorum. İlk olarak; depreme maruz kalmışsanız genelde aşırı duyarlılık gösterirsiniz, küçük bir gürültü bile harekete geçmenize yetebilir. En yakınınızdan beklenmeyen bir dokunuş korkmanıza ve tepki vermenize neden olabilir. Bunun nedeni, vücudun güvenliğini tehdit eden bir tehdide karşı vücudun tetikte olması, bu da sizin sürekli uç bir hassasiyette olmanızdan kaynaklanıyor. Genelde zamanla duyarsızlaşırsınız. Süreç devam ediyorsa TSSB (Travma Sonrası Stres Bozukluğu) düşünülebilir. Kişinin hayatı bir deprem tarafından tehdit edildikten sonra endişe ve depresyon belirtileri göstermesi sürpriz olmaz. Bunlar yorgunluk, uykusuzluk, günlük aktivitelere olan ilginin azalması, sinirlilik ve konsantre olamama gibi bazı semptomlar gösterir. Gelip gidici semptomlardır. Ancak kalıcı oldukları gözlenirse tedaviye yönelmek önemlidir. Kişilerin standart hayat hissine geri dönmelerine yardımcı olmak için mümkün olan en kısa sürede yaşama bağlı kalmalarını ve rutin olmalarını sağlamak önemlidir. Klinik psikologlara göre, depremden doğrudan etkilenen insanların çoğu TSSB’ye benzer birçok psikolojik semptom sergilemektedir.  Çoğunluk iyileşecektir ancak azınlık bir kısım iyileşme sürecinde bir yerlerde sıkışıp kalıp TSSB sendromunu yaşayacaktır