Bugun...


Mehmet Bahattin EVRANOS

facebook-paylas
Partizan anlayış! 23-01-2023
Tarih: 23-01-2023 09:52:00 Güncelleme: 23-01-2023 09:52:00


Dünya var olduğundan beri yüzyıllardır süre gelen bu gelenek hiç bozulmadı. Asırlar öncesinde ne ise bugün de aynı. Ülkelerin ve o ülkenin tebaasını oluşturan toplumların geleceğini siyasi güdümlerin belirlediğini hepimiz biliyoruz.

İnsanoğlunun yaşam tarihine bakıldığında ilk yerleşik hayata yani neolitik devrime (tarım devrimi) geçtiği andan itibaren topluluklar halinde yaşamlarını sürdürmeleri, kendilerini bir düzen ve kural içinde bir arada tutmalarını sağlayacak liderlik arayışına itmiştir. Tabi insanoğlunun doğasında olan rekabet, siyasetin ilk tohumlarının atıldığı bu devirlerden itibaren ‘lider’ ve ‘lider olacak’ kişilerde belirleyici rol oynamıştır…

Tarih boyunca, toplumları yöneten liderler, o toplumun fiziki ve beşeri coğrafyasına, kültürüne ve inançlarına göre şekil almışlardır. Yönetmenin ve yönetilmenin, toplum üzerindeki politik açıdan değeri, uygulanan ‘şekilcilik hırsı’ nedeniyle toplumları siyasi paradoksa sürüklemiştir. Peki bu tarih boyunca süre gelen liderlerin siyasi tavırları, geçen zaman içinde kendileri kadar evrim geçirmişler midir? Ben hiç sanmıyorum, bilim, ilim, teknoloji ve kültürel etkilerin siyaseti ve onun ürünü olan yönetimleri ne kadar değiştirse de, ‘benmerkezcilik’ ruhu sadece ‘süresiz egoları’ beslemiştir… Cumhuriyet’in ilanından sonra ‘çok partili’ döneme geçilmesine rağmen ‘Arap ruhu’ ile biat edilen siyasi anlayış hala ‘bireycilik’ sıfatından sıyrılıp ‘ulusalcılık kimliğini’ kazanamamıştır.

Toplumlaşmanın meyvesi olan ‘yönetilme güdüsü’ bizdeki siyasetçilerin ‘yönetme güdüsünü’ ayyuka çıkarmıştır. Sırf bu partizan anlayışıyla nice siyasi partilerin ‘tavan ve taban’dan gelen kimlikler, demokrasi ‘kılıcıyla’ ‘kılıfı’ arasındaki farkı görmezden gelmişlerdir…

Hiç televizyonda parlamentoyu oluşturan milletvekillerimizi izlediniz mi? Siyasi partilerin bizler adına belirlediği meclise mensup şahsiyetler; üslup, tarz, kalite ve kültür olarak gerçekten bizleri mi temsil ediyor? Elbet hakkıyla seçilmiş siyasetçinin şahsına münhasır birikimi ve tecrübesini ‘alaylı veya mektepli’ olarak sınıflandırmak, politik sahneyi gerçek hak edenlere karşı hakkaniyetsiz bir itham olur.

Mecliste havada uçuşan, küfür ve hakaretlerin, demokrasi ve demokrasinin verdiği yetkiye dayanarak, kültür ve adap kirliliğine malzeme yapılması hangi etik siyasetin kaburgasını oluştura bilir? Karaborsaya düşen ve sayıları da giderek azalan edepli ve erdemli politikacıları kriter tutmak yerine, avamlaşmış ve ayağa düşmüş meziyetlere sahip kişileri vasıfsız kalifiye eleman gibi meclise sokmak ve bu paralelde istikrarlı bir elemine yapmadan ‘seçilmişlik’ sultasında bizleri temsil etmesine hak ve reva görenlerin tavırları ne benim ne benim gibilerin içine sinmiyor…

Umarım, yeni yetişen nesil, ülke ve toplum bilincini ‘vatanseverlik’ olgusuyla harmanlayarak daha kaliteli ve daha etik siyasi anlayışla ve bu arenada rol alırlar…

Kalın sağlıcakla…



Bu yazı 1098 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Linkedin RSS
YAZARLAR
GAZETEMİZ

HABER ARA
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
YUKARI