Bugun...




facebook-paylas
Z kuşağı neden çalışmıyor? 29-10-2022
Tarih: 29-10-2022 12:39:00 Güncelleme: 29-10-2022 12:39:00


2000’den sonra doğanlar yani nam-ı diğer Z Kuşağı gerek okulda, evde ve yeni yeni katılmaya başladığı çalışma dünyasında sürekli eleştiriliyor. Ders çalışmayan, yatağını toplamayan, kafasını bilgisayar ve telefondan kaldırmayan Z Kuşağı iş dünyasında ise aidiyetsiz, isyankar, talepkar ve sabırsız olarak tanımlanıyor. Peki Z Kuşağı gerçekten bu özelliklere mi sahip yoksa sistem “bir balığı ağaca tırmanma yeteneğine göre mi yargılıyor?” Bu sosyolojik meselenin birçok yönü var ancak biz konuyu Z Kuşağı ve istihdam bağlamında irdeliyoruz.

 

Dünyada NEET (Not in Education, Employment or Training) yani “eğitimde, istihdamda ve mesleki eğitimde olmayanlar” şeklinde tanımlanan bir kavram türedi ve biz buna Ev Gençleri diyoruz. Özünde gençlerin istihdama katılımına odaklanan kavram “bu gençler nerede” diye soruyor. OECD ülkeleri arasında en fazla NEET gence sahip ülke ise Türkiye.

 

Ev Gençleri 6 sınıfta inceleniyor. “İstihdamda” olanlar zaten çalışıyor. “Sınırda” olanlar ise ara sıra çalışmakla birlikte süreklilik arz etmeyen grup. “Aktif” sınıftakiler çalışmaya niyetli ama bu niyetlerini ortaya çıkaramamış gençleri kapsarken “pasif” sınıftakiler potansiyelleri yüksek olduğu halde adım atmayı düşünmeyenleri içeriyor. Son iki grup olan “ümitsizler” iş bulmak için çok çabalamış ancak umduğunu bulamadığından umudunu kaybetmişleri, “kalıcılar” ise engelli, mülteci ve ayrımcılığa uğrayan etnik kökenliler gibi değişmesi zor olanları ifade ediyor. Ülkemizdeki yaygın Ev Gençleri ise aktif, pasif ve ümitsizler olarak öne çıkıyor.

 

YÖNETİCİLER GÖZÜNDEN Z KUŞAĞI

 

Yöneticiler Z Kuşağının daha iş görüşmesine ön hazırlık yapmadan ve uygunsuz kıyafetlerle geldiklerini, beklentilerinin çok yüksek olduğunu, işe değil kendilerine odaklı (bencil) olduklarını ve umursamazlıklarını dile getiriyorlar. Çalışanların ise işyerinde huzursuz olduklarını, şirkete bağlılık göstermediklerini, takım çalışmasına yatkın olmadıklarını, uzun vadeli hedeflere inanmadıklarını, motivasyonlarının düşük olduğunu ve kısa süre sonra işi bıraktıklarını iletiyorlar. Onlara göre Z Kuşağı bencil, tembel, kısa yoldan köşeyi dönme odaklı, sabırsız, aidiyetsiz, güvenilmez ve disiplin altına alınamaz bir profil.

 

Z KUŞAĞI GÖZÜNDEN

 

Z Kuşağı genci sabah 8 akşam 6 iş hayatını anlamsız buluyor, çalışsa bile istediği hayata ulaşamayacağını düşünüyor, iş görüşmelerine ailesinin zoru ve referansı ile gidiyor, verim değil mekan odaklı çalışma sistemine inanmıyor, sürekli aynı yerde aynı şeyi yapmanın verimini azalttığını düşünüyor, maaş ve sosyal hakları yetersiz buluyor, kendisine değer verilmediğine ve sadece kapitalist sistemin bir eşyası gibi “kişiliksiz emeğe” indirgendiğine inanıyor. Onca eğitim sürecinin ardından zaten doğruluğuna inanmadığı bir iş hayatına katılabilmek için karşısına çıkarılan “CV’niz iyi ama tecrübeniz yok” engelini yersiz bulan Z Kuşağı birçok alanda torpilin ve adaletsizliğin hüküm sürdüğünü düşünüyor.

 

Z KUŞAĞINI ANLAMAK

 

Her kuşağın kendine has iklimi, her iklimin ise farklı meyveleri olur. Ben 41 yaşında, öncü Y kuşağı bir yöneticiyim. Bizden önceki Gelenekseller (dedelerimiz) ve Baby Boomers’ler (babalarımız) savaş ve ihtilal görmüş bir kuşak olarak farklı değerlere ve bakış açılarına sahipler. Benim kuşağım ise tek kanallı tv’lerden bugünün yapay zekasına uzanan süreci deneyimleyerek büyüdü. Bizim kuşakta çok az kişi istediği mesleği ve okulu seçebildi çünkü imkanlar kısıtlıydı. Bugün ise bambaşka bir dünyadayız.

 

 

İnsan çevresinden ve bildiklerinden ibarettir. Z Kuşağı internet çağına doğdu. Henüz 5 yaşındayken Dünyanın öbür ucundaki bir gelişmeden haberdarlar. Başka ülkelerdeki yaşıtlarının veya meslektaşlarının çalışma şartları ve yaşam standartlarını biliyorlar. 40 yıl çalışıp bir ev ve araba alabilme hayalini paylaşmıyorlar. İstedikleri mesleği seçip insanca yaşamak, değer görerek değer üretmek istiyorlar. Asgari ücret sınırında, katı ast üst ilişkisi içerisinde, yılda bir düzenlenen pikniklerle motive olamıyorlar. Sosyal medya sayesinde ihtişamlı yaşamların, gelir adaletsizliğinin ve kullanıldıklarının farkındalar. Bizim kuşak bunu kendine yeni itiraf edebiliyor ve otorite korkusundan dile getiremiyorken bu gençler özgürce haykırıp “kurmuş olduğunuz köhne sistemi ve otoritenizi reddediyoruz” diyerek adaletsizliğe karşı gelme cesaretini gösteriyorlar. Bu gençler pırıl pırıllar, zekiler, uygun ortam yaratıldığında çalışkan ve üretkenler. Sadece onları anlamamızı ve fikirlerine değer vermemizi bekliyorlar.

 

Ben Z Kuşağına inanıyorum. Hepimiz gibi eksikleri olsa da çoğunlukla haklılar. Biz ve bizden önceki kuşaklar Z Kuşağını kendi değerlerimizle yargılamayı bırakmalı ve onları kendi gerçekleriyle kabul etmeliyiz. Çünkü farklılar ve bizim inşa ettiğimiz sisteme uyum sağlamak zorunda değiller. Onlara uygun çalışma ortamını oluşturmalı ve tecrübemizle rehber olmalıyız. Aksi halde onları istihdama katarak verim almamız mümkün olmayacak ve eksik kadrolarımızla Z Kuşağını haksız yere suçlarken ülkece kaybetmeye devam edeceğiz.

 

 



Bu yazı 830 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Linkedin RSS
YAZARLAR
GAZETEMİZ

HABER ARA
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
YUKARI