“Godot’u Beklerken” oyunu aklıma geliverdi birden. Beckett yazdığı bu oyunda bireyin çaresizliğini anlatır bir açıdan. Gelmeme ihtimali olsa da bekler oyunun kahramanları Godot’u. Godot geldiğinde sıkıcı hayatları değişecektir sanki; Godot umuttur bana sorarsanız.
Ülkemde gene üst üste o kadar çok üzücü , endişe verici olaylar oluyor ki sanırım hepimiz Godot’u bekliyoruz çaresizlikten… Ceren Damar Şenel (Araştırma görevlisi) ve Şule Çet ( üniversite öğrencisi ) isimli bu genç kızlar öldürülme şekilleri ve Çet’ in davası ile toplumun ve hukukun geldiği utanç seviyesini bize gösterdiler. Bu kızlar içinde bulunduğumuz acz’ in simgesi oldular benim için. Bir diğer simge ise boğulmaktan kurtulamadığımız ekonomik girdap Tanzim satış noktalarıdır. Patates , soğan sivri biber için kuyruğa girerken yada almamayı düşünürken , işsizlik her gün istikrarla artarken, yıkılmaz dediğimiz şirketler sırayla batarken 16 yıla yakındır iktidarda olan partinin oyları hala nasıl bu kadar yüksek çıkar ?
Çok sebep sayabiliriz de sanırım en geçerli sebep muhalefetin müthiş başarısızlığı; sadece ana muhalefet değil hepsinin el birliği ile iktidara destek verir bir halleri var. Parti içi çekişmeleri, aday gösterirken yaşanan “etik dışı” tanımlamasının çok yetersiz kaldığı olaylar ve adaylar; doğal olarak kendilerine oy vermek isteyenlerde yarattıkları soru işaretleri sadece iktidara yarıyor. Muhalefetin en şanslı olduğu ülkelerden birindeyiz çünkü memleketin yarısı Godot’u bekliyor arkasından gitmek, bu sıkıcı düzeni değiştirmek için.
Muhalefet liderleri bize “Godot değiliz,ayrıca Godot’ u da bulamadık başınızın çaresine bakın” diyor.
Ben de, her zaman Türk milletine doğru yolu göstermiş olan Atatürk’ün “ muhtaç olduğunuz kudret damarlarınızdaki asil kanda mevcuttur” sözünü kendime umut olarak seçiyorum.