Olumsuzluklar, ekonomik, siyasi vs. sorunlar basın özgürlüğünün sonsuz olduğu (!) güzel ülkemde: Her şeyi herkesi halledeceklerdir. Onun için ASKER’in bu olumsuzluklara karışıpta yapacağı bir husus yoktur. Dolayısıyla,
- Enflasyonun (+) arttığından değil, tek rakamlı hatta 0 ( SIFIR) olduğu
- İşsizliğin sorun olmadığı, işsiz kimse kalmadığı işi beğenmediği, için adeta işsizler ordusunu teşekkül ettiği ( Silah verip savaşmak üzere Libya’ya gönderebiliriz)
- Gayri Safi Milli Hasılanın kişi başı İskandinav ülkelerinden bile fazla olduğu…
- EYT ( Emeklilikte Yaşa Takılanlara) ve İşçilerin Maaşlarına JESTler yapılacağı…
- Asgari geçim ücretlerinin tavan yaptığı…
- Akdeniz’de Petrol doğal gaz bulunduktan sonra Libya ile yapılan mutabakat sonucu (aracı olanlara) akaryakıtın doğal gazında % 50 indirimli promosyon olarak verileceği vs.
Yetkililerce maddeler halinde yapılan açıklamalarda;
Bu vaatlerin ve jestlerin bizleri, toplumu ne kadar rahatlattığını bu köşede belirtmek yazmak, Türkiye’deki sonsuz Basın Özgürlüğünün(!) Gazetecilere verilen bir imkânı olduğunu bilmenizi isterim. Dolayısıyla bu satırları yazarken de huzur buluyorum adeta…
Ayrıca, hala benim gibi değil, daha doğru, teferruatlı yazan gerçek gazetecilerin gerçekleri dile getiren dik kalemlerin hala içeride, dışarda olanların da tutuksuz yargılandıklarını düşünecek olursak; Ne yazsam, ne söylesem? Diye düşünüyorum. Davulun sesi gibi, dışardan hoş gelse de; BOŞ mu HOŞ mu olduğunun… Cevabını, değerlendirmesini sizlere bırakıyorum.
Sonuçta problemlerimiz çok olabilir? Problemleri örtbas edip, etrafı susturmak, Benim gibi bu problemleri hayt-huyt-heyt diyerek baskı altına almak için herkese adeta posta atarak, HOŞ görünüp, BOŞ konuşup yazdığıma bakmayın. Beni mazur görün.
Sorunumuz Var mı? Yok Mu? Fırından ekmek, tanzim satışlarından domates, kasaptan et aldığınız da her şeyin güzel, muazzam ucuzluk ve de ortamın günlük güneşlik olduğunu söyleyebilirim…
Yalandan kim ölmüş diyenlere!… “Doğruyu yazsam da kim okur, kim görür?” diyerek; matematiğim de zayıf, hesap bilmem ama, problemleri çözerim iddiasındayım…
Hoş mu? yoksa Boş mu? konuşarak yazarak biraz teselli verebildiysem ne mutlu bana…
NOT: İç ve dış politika da zart-zurt, Heyt-Hayt demeyin bazıları gibi! Yoksa TRUMP’u örnek alan PUTİN de bir mektupta sizlere yazarsa diye…
Öyle bir şey olursa; bana (mail adresime) yazın lütfen uçak biletimi de alırsanız USA’ya da, Rusya’ya da gider, TRUMP’ın suratına milletim adına mektubu suratına çarptığımız gibi (!) PUTİN’e de aynı hareketi ben yapmazsam namerttim(!)…
Yazıtımla kimseye ne yol göstermek, ne akıl vermek ne de provoke etmek haddim değil. Sadece Türkiye’m de basın özgürlüğünün sonsuz olduğu(!) Ortamda; Fikri, vicdanı hür düşüncemi aktarıyorum o kadar…
Evet, Asker siyasete girmez. Politika yapmaz onun yeri; Vatan savunması için, İç ve dış mihraklara karşı CENK meydanlarında savaş vermek mücadele etmektir.
Asker siyasete girmeden üniformasını çıkartır, emekli olur. Ya da istifa sonucu; Bakan olarak seçilirse, kabineye de dışarıdan iştirak eder…
İktidar olsun, muhalefet olsun; siyasetin temiz yapılması naçizane görüşlerimin ifadesidir. Kendilerini seçen seçmeyen, tüm seçmenlere karşı saygılı olmak, karşılıklı hitaplarında da, aşık saz şairleri gibi atışmadan, bazıları gibi küfürleşmeden, temiz siyaset yapacakları, icraatlarda da asla Askere buluşmadan…Askeri bulaştırmadan!…
“Her şey vatan için diyerek söz konusu Vatansa gerisi teferruattır.”
Saygılarımla…