Jestlerimiz, mimiklerimiz, ses tonumuz ve gözlerimiz bizi senkronize ederek sadece kelimelerden ibaret olmadığımızın algısını oluşturur. Yaşadığımız salgın döneminde de ağırlıklı olarak dijital haberleşmeler üzerinden iletişimi sağlayıp ve yüz yüze görüşmenin dönüşünü beklemekteyken pandemi sürecinde teknolojinin sunduğu muazzam faydaların da altını çizmeliyiz.  Bu süreçte birçok uygulama ile çevrimiçi görüşmeler gerçekleştirildi. İnsanlar yalnız kalma fırsatı ile birlikte işlerini ve toplantılarını devam ettirme olanağını elde ettiler. Aslında herkesin olmasını istediği ama beklenmeyen bir evden çıkamama durumunu yaşanan bir döneme de tanıklık ettik.  Bu zamanlarda bol bol konuştuk, Challengelar (Meydan okuma) yaptık, günlük mizahları sosyal medyadan paylaşıp; bunların yanında okul ve iş yaşantılarımızı da devam ettirdik. Aslında şunu fark ettik; Muhtemelen dijital olarak bağlanma yeteneğimiz hayatımızı ve birçok kişinin akıl sağlığını da kurtardığını.

Bunların yanında bir şeyler öğrendik: Birbirimizi yüz yüze göremediğimizde ne kadar özlediğimizi, birine sarılamamanın ne kadar yalnız hissettirdiğini, yan yana olmadığımızda yanlış anlaşılmaların ne kadar kolay ortaya çıkabileceğini fark ettik. Bunların üstüne içgüdüsel bir anlayış geliştirdik. Yapımız ne kadar sofistike olursa olsun beynimiz, bedenimizdeki karmaşık ince ayarlanmış iletişim sistemiyle uyuşmayacaktır. ‘‘Başka bir kişinin yanındayken, bedenlerimiz çok yansıtıcı bir şekilde diğer kişinin bedenine uyum sağlamaya başlar.’’ Diyor E.S. Thomas. Kalp atışlarımız senkronize olur, birbirimizin jestlerini ve mimiklerimizi yansıtmaya başlarız ve seslerimizde ortak bir hal alır. Fizyolojik durumumuz da hızlandıkça birbirimizi daha iyi anlayabilir hale geliriz.

Pandemiden önce çevrimiçi yaşamımıza geri çekildikçe bu faydaların çoğunu gönüllü olarak sürdürüyorduk. Artık sosyal izolasyonla uğraşmaya zorlandığımıza göre yüz yüze iletişimin faydalarını yeniden gözden geçirmek bu beklenmeyen salgın döneminde insan iletişimini iyileştirme umuduyla eksik olduğumuz yönleri fark ettiğimizi ölçmek için iyi bir zaman. Şimdi ve gelecek için.

Psikolog Şahin Torgut