Şu Fetö meselesini Türkiye'nin gündeminde kendi içimizde kavgalara sebep olacak biçimde tartışmaya devam etmenin ne anlama geldiğini bir bilen varsa açıklasın da rahatlayalım.
Şimdi de " Siyasi ayak " diye tutturdular bunu tartışıyorlar.
Yahu muhteremler siz bu Milleti bu kadar akılsız ya da hafızası sakat bir toplum olarak mı görüyorsunuz?
Utanılacak bir durumdur bu.
Fetö'nün siyasi ayağı denen şeyin içinde yer alan kim varsa, hangi partide ise ve geçmişten günümüze ne yapmışlar ise çıkın kamuoyuna açıklayın.
Açıklayın ve arkasında da durun.
Meclis'te komisyon kuralım da araştıralım, ortaya çıkaralım diyeceğinize, böyle bir araştırmanın ne işe yarayacağına inandırın milleti öncelikle.
Falanca partide şu kadar Fetö'cü var ya da şu kadar Bylokcu var diye elinizde bir bilgi veya belge varsa, onu önce çıkıp Millete anlatın. Sonra da usulüne göre bunu siyaseten bir sonuç almak üzere Meclis'te görüşüp raporlayın. Elinize vuran mı var?
Böyle siyaset yapılır mı?
Böyle önemli bir konuda ortaya sonucu olmayan ve açıklığa kavuşturulmayan iddialarla birilerini suçlayarak bundan oy devşirmeye çalışmak kadar abes, çirkin, hatta siyasi etik açısından değersiz bir iddia ile ortalıkta dolaşılabilir mi?
Devletin sürdürdüğü mücadelede zafiyete yol açacak sorumsuzluklar yapılabilir mi?
Mahkemelerin verdiği kararları basında, medyada tartışma konusu yapıp bunu bir siyasi yarış ve oy devşirme malzemesi yapmak ne kadar çirkin bir sorumsuzluktur.
Ortada bir mahkeme kararı var ise ve kesinleşmemiş ise hukuken hiç bir değeri olmayan, hatta kanunen de yasak olan bir didkleme, alınmış olan bir ara kararı üzerinde bilmeden ve hiç bir sağlam delil ve gerekçe olmadan siyasi kavga yürütmek ne kadar kötü bir sorumsuzluktur!
Bu ne sabırsızlık, bu ne hazımsızlıktır...
Herkes bu ülkede Mahkemelerin üzerinden elini dilini çeksin.
Bırakınız zaten yara almış en önemli Devlet kurumu olan Adli merci ve makamlar işini rahatça yapsın. Onlara güvenelim ve işimize gelmeyen, siyaseten damarımıza dokunan bir karar verilmiş olsa bile bunu hazmedelim, saygıyla karşılayalım.
Basın ve medya organlarında henüz sonuçlanmamış olan hiç bir dava ile alakalı olarak karşıt görüşlü olmanın verdiği çürük tavırlarla Adaleti tartışmayalım.
Ülkede Adalet olmadığını iddia eden herkese her zaman lazım olacak Devlet Kurumları Adalet tevzi eden Mahkemelerimizdir.
Adaleti siyasal çıkarlar uğruna ayaklar altına alan özel mahkemeler de gördük bu ülkede.
Sırf belli bir siyasi görüşün iktidarına yol açmak için Yassıada darbe mahkemelerinde, " Sizi buraya tıkan irade idam cezası vermemizi emretti " gibi, değil bizde, dünya hukuk sisteminde örneğine rastlanamayacak kararlar sonucu Başbakan ve iki Bakanları asılmıştır.
Şimdi görülüyor ki, Millet iradesiyle iktidar olamayanlara bir şekilde fırsat verilse aynı şeyleri yine yapacaklar...
Çünkü iç siyasetteki seviyesiz kavganın mahiyeti, hep geçmişteki acı olayları ve çirkin siyaset yapma anlayışını hatırlatmaktadır.
Ne var ki, artık Türk Milleti siyasal olgunluğa acı tecrübeleri yaşayarak ulaşmış ve doğru tercih yapabilecek duruma gelmiştir.
Yani tek güvencemiz kalmıştır, o da Milletimizin demokratik olgunluğudur.
Yeri ve zamanı geldiğinde Siyasetin gösteremediği olgunluğu ve feraseti Milletimiz gösterip kendisini selamete çıkarmayı her türlü girişime ve ihanete rağmen becerebilmektedir.
15 Temmuz kirli darbe teşebbüsü de zaten bizzat sokaklara dökülen Aziz Milletimiz tarafından önlenmiştir.