Tesadüfen karşılaşıp sohbet ettiğimiz eski bir tanıdık, “Gidişatı nasıl değerlendiriyorsun?” diye soruyordu.
Verdiğim cevap kısaydı:
“Kimine göre iyi, kimine göre iyi değil. Her şey ortada.”
Son zamanlarda olup bitenlerden haberi olmadığını belirterek, şöyle diyordu:
“Artık televizyon kanallarında ve gazetelerde yayınlanan haberleri takip etmiyorum. Sadece spor programlarını izliyor, spor sayfalarını okuyorum.”
Nedenini de şöyle açıklıyordu:
“Sinir bozucu olayları, gelişmeleri duydukça strese giriyorum, zaten yüksek olan tansiyonumun patlama noktasına geldiğimi hissediyorum.”
Tabi ki bunda TV kanallarının, gazetelerin bir günahı yok. Onlar, yaşananlardan söz ediyor. Yaşananların çoğu sinir bozucu olumsuz gelişmeler ise onlar ne yapsın.
Yüksek tansiyon hastası olduğunu belirten değerli okuruma, sağlık durumunu göz önünde tutarak, isabetli bir karar vermiş olduğunu söyledim.
Çünkü kendi deyimi ile sonu gelmeyen politik kavgalar, önüne geçilemeyen kadına şiddet olayları, peş peşe yaşanan kadın cinayetleri, insanlıktan utandıran çocuk gelin rezaletleri, ardı ardına yapılan zamlar ve daha nicesi gibi öyle şeyler yaşanıyor ki bunları duyup da sinir küpüne, stres topuna dönmemek mümkün değil!
Söz stresten açılmışken, şöyle bir düşünelim…
Aşırı stres neye yol açar?
Tansiyon yükselmesine!
Tansiyon yükselmesi neyi tetikler?
Kalp krizi, beyin kanaması ve felç riskini!
İnternete girip sağlık sayfalarına bir göz attığınızda, uzmanların bu konuda, bu uyarılarda söz ettiğini göreceksiniz.
İşte bu nedenle, kıymetli okurumun yüksek tansiyon hastası olarak, sinirini bozacak, kendisini strese sokacak şeylerden kaçınmasında fayda var.
Yani, aldığı karar, kendisi açısından yerinde bir karar!