ABD Başkanı Donald Trump, seçildiği günden itibaren kendini dev aynasında görerek tüm dünyaya kafa tutmaya başladı.
Kanada’yı ABD’nin eyaleti yaptı, Panama Kanalı’nı istedi, Grönland’ı kendi mülkü gördü, Gazze’de inşaatları planladı, kısaca kendi kafasına göre saçma sapan hayaller kurdu.
Ancak tabi ki kazın ayağı öyle değil.
Dünya demek ABD demek değildir, ABD Başkanı da şımarık çocuklar gibi ne isterse olmalı gibi bir hayalle yaşayamaz.
Trump en son Avrupa’ya kafa tuttu, “AB Birliği ABD’yi sömürmek için kuruldu” gibi saçma sapan bir tez ortaya attı ve Avrupa’da soğuk rüzgarların esmesine neden oldu.
Ve sonunda Avrupa, bu şımarık Amerikalı çocuğun hevesini kursağında koymaya başladı.
İlk tepki Fransa’dan geldi ve meşhur Özgürlük Anıtı’nı Fransızlar geri istedi.
O Özgürlük Anıtı ki, ABD’nin en büyük sembolü haline gelmiş bir yapıt.
Sen Panama Kanalı’nı istersen, elin oğlu da sendeki heykelini ister, buyurun bakalım.
İşin en güzel yanı da Trump’ın Avrupa çıkışı en çok Türkiye’ye yaradı. Şimdi Avrupa Birliği ülkeleri “Türkiye” diyor da başka bir şey demiyor.
Cumhurbaşkanımız boşuna “Türkiye Yüzyılı” demedi.
Kısaca Türkiye Yüzyılı gerçekleşiyor.
Var mı itirazı olan!