Şu anda hayat pahalılığı her şeyin üstünde geliyor. Geçim sıkıntısı harbiden çok büyük yaşam sınırlarını zorluyor nereye kadar gideceği de belli değil belli olan sürekli zam üstüne zam gelmesidir.

Herkes bu konuda şikayetçi hepimiz her Şeyi devletten bekliyoruz. Özümüzü sorgulamıyoruz. Devletin yapacağı olay, en fazla ceza kesmekten öte gitmiyor. Ve gitmez de çünkü bu cezalar caydırıcı değildir. Adam gelen cezayı ödedikten sonra ödediği ceza miktarını tekrar gıdanın üzerine yüklüyor. Yani anlayacağınız ödenen cezaların bedelini yine biz Ödemiş oluyoruz.

Tek çare devlettin kestiği cezalar ile yetinmeyim en büyük cezayı halk olarak bizim vermemiz gerekiyor. Nasıl olacak elzem ihtiyaç malzemelerini alalım mecbur kalmadıkça bu yerlerden alışveriş yapmayalım. Burada belli başlı marketler var onlarda kendi aralarındaki anlaşmalara göre bir birilerine rakip değillerdir. Eğer rekabet olsaydı fiyatlar bu denli artmazdı.

Dünyada gıda fiyatları yüzde altı artarken bizdeki fiyatlar yüzde kırk artmıştır. Halk isterse her şeyi başarabilir. Gıda sektöründeki tüm firmaları dize getirir. Getirmeye de evvel Allah gücü yeter ama herkes bana ne devlet müdahale etsin bana değmeyen yılan bin yaşasın mantığı ile hareket ettiğinden dolayı bu hallere geliyoruz.

Olan yine bizlere oluyor o yılan gıda teröristleri değil yine bizi sokuyor yine olan bizlere yani vatandaşa  oluyor. Her şey bu şekilde devam ettiği müddetçe adamlar istedikleri şekilde at oynatmaya devam edeceklerdir. Hepimiz pahalılıktan şikayetçiyiz ama sonuç değişmiyor. Sadece konuşuyoruz müdahale etmiyoruz. Karşı koymuyoruz.

Oturduğumuz yerden ahkam keserek, birilerinin müdahalesini bekliyoruz. Herkes üzerine düşüne yaparsa onların kendi çıkarlarına at oynadıkları meydan da kapanmış olur onların değil halkın istediği olur.

Sonuç devletin müdahalesi bir yere kadar milletin müdahalesi oyunu kökünden bozar.

Kalın sağlıcakla…