Bugun...


Yaşar EYİCE

facebook-paylas
ŞAŞILMAYACAK GİBİ DEĞİL
Tarih: 13-11-2024 00:11:00 Güncelleme: 13-11-2024 00:11:00


İyi takipçilerimden Emine Elat, şimdi Çeşme, Büyük Çiğli, Yeni Foça ve Bigadiç seyahatlerinden sonra tekrar Bornova’ya döndü.
Bu ilçelerimizi konuştuk.
Söz döndü dolaştı, İzmir’e yani Bornova’ya geldi.
İzmir’in akşamlarının gündüzlerine göre çok daha güzel olduğunu, özellikle bazı semtlerdeki ışıklandırmaların ‘Harika’ olduğunu söyledi.
Yeşilliğini kaybeden İzmir belki de bu hata ve eksikliğini, ışık ile kapatmaya çalışıyor.
Bunları bir yana bırakalım.
Oğlunun desteği ile yaşamını sürdürmeye çalışan Emine Hanım, yakındaki bir markete gitmiş.
Canı sabah kahvaltısında domates yemek istemiş.
O da ne?
Bir kilo domates 87 lira!
‘Bu ne?’ diyerek evine dönmüş…
Ben de kendisine başka örnek verdim:
Üreticiden bir kilo buğday’ın 7 liradan alındığını, bundan 800 gram un elde edildiğini, bundan da 15 tane hadi bilemedin 10 tane gevrek (simit) elde edildiğini ve15 liradan satıldığını, kazancı kendisinin hesaplanmasını belirttim.
Hesaplar ortada…
KABZIMAL DA ŞİKÂYETÇİ
Geçen ay hastanede, eskilerin tabiriyle ‘Kabzımal’ olan bir halci ile tanıştım.
Ona halkın ve kendimin şikayetlerinden söz ettim.
‘Haklısın’ diyerek, kendisi de ‘Şikayetçi’ olduğunu söyledi.
Nedenini sorduğumda, ‘Aracılardan’ söz etti.
Hepimizin bilmeden ‘aracılardan’ şikayet ettiğimiz gibi…
Meğer, tarladan sonra, sanki fabrika gibi birçok işlemden geçen mamul ürün gibi, domatesten patatese kadar her ürün, o kadar elden, yani sırayla aracıdan geçiyor ki, uzun bir zincir oluyor.
Bunlara nakliye, depolama da giriyor, bazı kentlerde.
Halci de, yüzde beş karını koyarak piyasaya veriyor.
E bu arada nakliyeci, satıcı da para kazanmayacak mı?
Sonuç ‘Zarardayım’ diyen üretici ağlayarak ürününü hayvanlara yem olarak verir, ya da yol kenarlarına, dere yataklarına döker…
Zaten zaman zaman görmedik mi, halka ücretsiz bir tarla ürünün karşılıksız yani bedava verildiğini.
DOYMAK BİLMİYORLAR
İlaç şirketleri yüzde 30 zam aldılar.
Ben de ilk kez, sürekli kullanmak zorunda ilaçlarımı alırken, yaklaşık 500 lira ekstra para ödemek zorunda kaldım.
Düşündüm;
Bir yıl önce bu ilaçların karşılığı, ekstradan 70-80 lira verirken bile ‘isyan’ ediyordum.
Eczacıya sordum;
‘Çoğu kişi ilacını alamıyor!’ dedi.
Benim de burada önerim:
Evdeki kullanmadığımız ilaçları eczanelere ilave edelim.
Onlar da, fark ödeyerek alamadığı ilaçlara böylece kavuşsunlar.
Fırat Gülperçin’den duydum:
Babasının erken çekimi için üniversite hastanesi veznesine beş bin lira yatırmış.
Yanındaki bir başka hastanın yakını, parası olmadığı için, normal sıra istemiş.
Tam bir yıl sonraya sıra vermişler, MR çekimi için…
PARANA PARA KATARSIN
İzmir piyasasında, özelde pazarlıkla çekim 10 bin lira imiş…
Al bir makina, paraya para deme…
Sağlıktaki ve eğitimdeki kazanç süper üstü süper…
Bir de reklamını yaptın mı, yedi sülalene yetecek kadar kazancın olur.
Bunu ben İzmir ve İstanbul valiliğinden sonra İçişleri Valiliği de yapan Kutlu Aktaş’tan duymuştum:
‘Para kazanmak isteyen girişimci, yatırımını Eğitim ve Sağlığa yapmalıdır!’ demişti.
Ama o normal kazanç için böyle demişti.
Halkı soymak için değil!
Bakın;
Endokrin mi ne deniyor, tam telaffuz edemiyorum, bu serviste bir hekimin beni kontrol etmesi gerekiyor.
Nöroloğum İpek Kurt hocam önerdi.
Güzel!
Ama haftada bir gün saat 15.00’de telefon, hem da paralı olarak açılıyor.
40 dakika düşürmeye çalışıyorum, hep meşgul.
Çıkan memur, ‘iki dakikada doktorlar doldu!’ diyor…
Talebe bakın…
Bizi toptan hasta etmişler, haberimiz yok…
Karakollara, adliyeye, hastanelere yolunuz düşmesin ama bir bakın salonları dolduranlar hep belli yaşın üstündekiler…
Bunun araştırılması lazım, sağlıklı nesillerin yetişmesi için…



Bu yazı 1610 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Linkedin RSS
YAZARLAR
GAZETEMİZ

HABER ARA
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
YUKARI