Bugun...


Yaşar EYİCE

facebook-paylas
GÖRÜN BE KARDEŞİM
Tarih: 09-05-2025 00:01:00 Güncelleme: 09-05-2025 00:01:00


Bunları aramadan bulursunuz.
Bunun için zamana ihtiyacınız da yok.
Nereden haber aldılarsa alıyorlar ve anında yanınızda bitiyorlar.
Yabancı uyrukluların bazı devlet hastanelerini iskân eylemelerinden söz ediyorum.
Yatalak ağır hastanın yakınıyla anlaşıyorlar, günlük bakımı için.
Hemşire yok mu?
Alası var ama ‘parası’ olan bunu düşünmüyor, ‘Tamam sen anneme ya da babama bak!’diye anlaşıyorlar bu yabancı ülkelerden transfer olan sahte hemşire veya bakıcı ile…
Şöyle diyeyim;
Ortalama 3 bin 500 liranız gidiyor bunlara…
Şunu da söylemeden edemeyeceğim, ‘öyle çalımlılar’ ki, bir kelime bile edemezsiniz bunlara…
Tehditleri şöyle:
‘Çeker giderim ha!’
Yani kafa tutmayı da biliyorlar.
Bu anlattığım kısım beni fazla ilgilendirmiyor.
İki kişi anlaşmış bana ne?
TURİST GİBİ GELİYORLAR
Beni ilgilendiren ve üzen, neredeyse tüm köylülerin, ‘Burada hazine var!’ diye ülkemize ‘turist’ olarak getirmeleri…
Orada, yok pahasına akşama kadar tarlada çapa sallayacaklarına burada Yani Türkiye’de, İstanbul başta olmak üzere, özellikle İzmir’deki büyük üniversite hastaneleri bunların merkez üssü oluyor.
Kontrol yok!
Bu yüzden rahat cirit atıyorlar.
‘Neyin nesisin diyen yok!
Hadi bakalım siz bir yakınınızı görmeye gidin, bu bana göre ‘asalaklar’ kadar rahat giriş- çıkış yapabilir misiniz?
Emin olun, yakında ‘asgari ücretli’ olarak Türkleri çalıştırdıklarını duyarsak şaşmayalım.
Bürolar var, emekli memurların kurdukları gibi, uyanık yabancılar da bu işi gayri resmi olarak kullanıyor.
Tabii bazılarının amacı çok başka…
Bazen gazetelerde ‘fuhşa’ sürüklenen yabancı uyrukluların başlarına gelenleri okuyorsunuz, duyuyorsunuz.
Organize çalışıyorlar, nasıl oluyorsa, bu tipler birbirini dünyanın her köşesine buluyorlar.
Polis de peşlerinde…
Dizi yapılacak kadar büyük bir iş bu…
PARA KAÇIRMALARI
Benim anlatmaya çalıştığım, özellikle hastanelere kapak atan sahte bakıcıların kazandıklarından devlete bir kuruş vermemeleri.
Birilerini bu iş içim yemliyorlarsa bilmiyorum.
Aklıma da getirmek istemiyorum.
Yılanın başı küçükken ezilmeli…
Birinci önemli konu bu…
İkincisi:
Gözlerimle görmesem inanmam…
Dokuz ay önce, İzmir’de bir hastanede bunlardan birine rastladım.
Sohbet ederken yanımıza gelenin hemşehrisi olduğunu söyledi.
İzmir’e yeni gelmiş, aynı evde kalıyorlar.
Ona da hastanede ‘Hasta bakımı’ yaptırıyor, ‘Hemşire’ olarak tanıtıyor.
Onun bakım için aldığı ücret daha az..
‘Yeni olduğu için mi_’ diye sorduğumda ‘Evet’ demişti.
Sonradan uyandım, paranın üstü ‘iş bulanın’ yani kendisinin.
O günlerde rahatça hemşire bölümlerine, hatta eczanelere bile girdiklerine tanık oldum.
Her görevli ile ‘ahbap’ olmuşlar.
‘İşveren’ yani ‘Hasta yakınına’ başka türlü yanaşıyorlar, gerçek görevlilere başka.
KOCASI İSTEMİYORMUŞ!
‘Kocam kızıyor’ ya da ‘Bir haftaya kadar, Türkiye’de çalıştığı şehirden’ geleceğini ve kendisinin çalışmasına izin vermeyeceğini belirtmişti bunlardan biri.
Hatta kocasının bu işinden haberi bile yokmuş!
Ağzını aramış, güvenli bir yakınımın evde yatılı hasta bakıcıya ihtiyacı olduğunu, kendisiyle görüştüreceğimi söylediğimde, ‘Yok ben kesinlikle, dünyanın parasını verseler yine gitmem!’ demişti.
İzmir’in içinden yakın ilçelere bile gitmeyeceğini anlatmıştı.
Nedeni, ‘Kocasının (!) izin vermemesi…’
Bizim ‘kıskanç’ Türk kocalarından farkı yok, herhalde…
Ama;
Yatalak, bakım isteyen ve bu nedenle İzmir’in Seferihisar’taki evini kapatıp Bursa’da çalışan kızının yanına giden bir kadınla konuştuğumda, eşine ‘Ben İzmir’deki bir eve bile gitmem!’ diyen o yabancı hasta bakıcının yanlarında olduğunu söyledi.
Hala şaşkınım…
Bana neler anlatmış, inandırmıştı.
İzmir’in güvenli Urla ve Çeşme’deki ailelerin hastalarına çok ama çok iyi şartlarda gitmeyeceğini belirten bir yabancı kaçak hemşire (sözde turist) Bursa’ya gitmişti…
CANIMI SIKANLAR
Beni yaralayan konu;
Bir hasta için, bir eldiven isteseniz bile ‘Yok, bize bile sayılı veriliyor!’ dendiği gün, bu ‘özel kaçak hasta bakıcıların’ hastanenin eldiven kutusuna parmaklarını daldırıp, bir avuç aldıklarına iki kez tanık oldum.
Nerede nasıl hareket edeceklerini bildiklerini anlatmıştım.
Aylar önceden olduğu gibi bulunduğum serviste ‘yastık’ sıkıntısı sürüyor.
Öyle ki, koltuk başlıklarına bile kılıf geçirerek ‘yastık’ olarak kullandıklarına da tanık oldum.
Her şey var!
Turist pasaportlu sahte kacak hemşireler ve hasta bakıcılar bile…
Ama yastık yok!
Bazı hastalar yanlarında götürüyorlarmış…
Çok zaman önce bu konuyu gündeme getirmiş, bazılarının yastık dahil neleri yanlarında gizlice götürdüklerini anlatmıştım…
Gördükçe içim yanıyor….
Belki de neleri yakalamışlardır, bilmiyorum.
Ama sıradan vatandaşlar, kesinlikle beklemede olan bu ‘turist bakıcıları’ anlamazlar.
‘Hasta yakını’ veya ‘Ziyaretçi’ olarak düşünür.
‘İçim neden yanıyor’ bilmem anlatabildim mi?
Görün be kardeşim, gözünüzü açın…
Gözünü açan bir çalışan, odaları dolaşıp, dolaplarda saklanan bazı yastıkları buldu.
İşte bu ‘Sahte hemşire’ kılığındaki bir hasta bakıcnın da dolapta sakladığı yastıkları bulup, ihtiyaç görülen yeni hastalara verildiklerini de tesadüfen öğrenmiştim.



Bu yazı 1806 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Linkedin RSS
YAZARLAR
GAZETEMİZ

HABER ARA
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
YUKARI