Bugun...


Yaşar EYİCE

facebook-paylas
ARADIĞINI BULMUŞTU
Tarih: 25-06-2025 00:02:00 Güncelleme: 25-06-2025 00:02:00


İsmet İnönü, Hasanoğlan'a giderken, yol kenarında koyun güden çocukların heybelerinde ekmek parçasının yanında, dünya klasiklerini görünce, ‘Aradığımı buldum; gelecekten her zamankinden daha umutluyum’ diyordu.

1940'lı yıllarda üniversitelerin özerkliğinin başlaması ve Köy Enstitülerinin kurulması aynı döneme denk geliyordu.

İşte bu dönemde, UNESCO, dünyaya Türk Eğitimini örnek gösteriyordu. Hasan Ali Yücel, Köy Enstitülerini anlatırken, ‘Biz kimseden almadık, bizden alsınlar,’ demişti.

Köy Enstitülerini açıldığı günden beri çok yakından takip eden bir ülke vardı: Amerika.

HEP AMERİKA

Bu model Amerika’yı ürkütmüştü.

İstihbaratçılarına detaylı bir rapor hazırlattı.

Rapor dehşetti:

‘Dikkatli olun; Türkler büyük bir eğitim atılımıyla geliyor, ‘diyordu.

Sonra ortaya Marshal Yardımı çıktı.

Bize İkinci Dünya Savaşından kalma süt tozu, peynir falan verdiler.

Reşat Şemsettin Sirer Çıktı. Tonguç Baba’yı suçladı

‘ O köy çocuklarına sıçmayı öğretmeden, okumayı öğretti,’ dedi ve kendince yapılması gerekeni de söyledi:

‘Sen bunları uyandırıyorsun, ama bunlar ellerine fırsat geçerse bizi keserler, onları karanlıkta bırakacaksın, din afyonu ile uyuşturup, çağdaşlıktan koparacaksın, geri ve ilkel bırakacaksın.’

Tonguç’un felsefesi ise, başkaydı:

‘İnsan, halka yararlı bir iş yapmadan ölmeye utanmalıdır.’

İKİ ÖĞRETMEN YÜZÜNDEN

Yazmıştım, tekrarlayayım:

Köy ağası Kinyas Kartal çıktı, ‘Benim köylerimden ikisine Akçadağ Köy Enstitüsü çıkışlı iki öğretmen geldi. Altı ay sonra bu köyler bana biat etmekten çıktılar...

Ben sırtına bindiğim atın akıllı olmasını istemem!’ dedi.

1951’de Tevfik İleri geldi: Köy Enstitülerini İlköğretim Okullarına döndürdü. Ve…

Halka yararlı bir şey yapmadan ölenler ve utanmayanlar, ülkeyi karanlığa mahkûm etmeye de utanmadılar.

Çocuklarımızı koyu bir karanlığa mahkûm ettiler.

Çocuklarımızla birlikte halkı da din afyonu ile uyuşturup, çağdaşlıktan koparttılar, geri ve ilkel bıraktılar.

Burada bir parantez açarak, şöyle diyebilirim:

“Geniş bilgi isteyenler, Hayal Köksal Hoca’nın ‘Yeni Kuşak Köy Enstitüleri’ kitaplarını ve diğer çalışmalarını inceleyebilirler.”

DOLU DOLU YAŞAMAK İÇİN

Dostoyevski, bir delinin ruh halini anlattığı kitabını, delinin şu sözleri ile bitiriyor.

‘Ben’ diyor deli, senin söylemek isteyip de söyleyemediğin sözleri söyledim.

Yapmak isteyip de, kendini tuttuğun şeyleri yaptım.

Sen ‘akıllı olduğun için!’ yavaş yavaş kendini öldürürken, ben hayatı dolu dolu yaşadım.

Sence ben deliyim!

Ama bence ‘sen bir ölüsün..’

Bu kısa metni okuduktan ve hazmettikten sonra şöyle bir düşünelim, isteyip de yapmadıklarımız az mı, çok mu?

Bunlar neden olmuyor?

Mahalle baskısından mı, aile baskısından mı?

Yoksa ‘Ayıp’ diye bizi duraklatanlardan mı?

Nedeni çok…

Bunları da, kendinizle ilgili olanları artık siz bulun…

Günlere merhaba diyorum şimdilik…

OKUNACAK KİTAP

Bakın ünlüler, diğer ünlüler için ne demişler?

Önce örnek olarak ‘Dostoyevski’ yi ele alıyorum ve diğerleri ile devam ediyorum:

Nietzsche: ‘Kendisinden bir şeyler öğrendiğim tek psikolog Dostoyevski olmuştur.’

Freud: ‘Dostoyevski olmasaydı eğer, psikanaliz biraz beklemek zorunda kalacaktı.’

Einstein: ‘Dostoyevski bana bütün bilim insanlarından daha fazlasını verdi. Gauss'tan bile…’

Albert Camus: ‘Suç ve Cezayı okuduktan sonra ilk kez, yeteneğim hakkında kesin bir kuşku duydum. Ciddi olarak, bu işten vazgeçme olasılığını ölçüp tarttım…’

Cemal Süreya: ‘Dostoyevski'yi okudum o günden beri huzurum yok…’

Stefan Zweig: ‘Dostoyevski psikologların psikoloğudur.’ der ve ekler;

‘Dostoyevski bilinçdışının yeraltı dünyasına doktorlardan, hukukçulardan, suç uzmanlarından ve psikopatlardan daha derin bir şekilde sokulmuştur. Bütün insanlığın son sınırı Dostoyevski değilse hiç kimsedir…’

Murathan Mungan: ‘Dostoyevski bize merhameti analarımızdan babalarımızdan çok daha iyi öğretti…’

Bir genç, Oğuz Atay'dan kendisine bir kitap önermesini ister.

Oğuz Atay'ın cevabı net olur:

‘Önce Dostoyevski'yi oku, bitir. Sonra gel...’

 



Bu yazı 1503 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Linkedin RSS
YAZARLAR
GAZETEMİZ

HABER ARA
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
YUKARI