"Türk Milleti çalışkandır!
Türk Milleti zekidir!"
Demiş zamanında
M. Kemal Atatürk.
Gerçekten de öyle idi o zamanlar
Peki, şimdi?
Bi bakalım bakalım hala öyle mi
O dönemlerde yaşamadığım için yalnızca büyüklerimizin anlattıkları, kitaplardan okuduğum kadarıyla ve rahatlıkla şunu söyleyebiliyorum
" Evet, Türk Milleti çalışkan ve zekidir!"
Bu sözün 'çalışkandır' kelimesini derhal cümleden ayırarak çöpe atıyorum
Şaşırmayın aslında sizler de yazımın sonunda bana katılacaksınız
Bu Millet gerçekten çok çalışkan, çok vefakâr, çok cefakârdı o zamanlar.
Dişini tırnağına takmış; onuru, istiklali ve istikbali için mücadele etmiş.
Çok yokluk yaşamış, aç kalmış ama boyun eğmemiş!
Ne zamana kadar?
Marshall Yardımlarıyla başlamış her şey
İnsanlar unutmuş atalarının verdiği mücadeleyi ve gözünü Batıya çevirmiş.
Bir bakmış ki orada yaşayanların bir eli yağda, bir eli balda.
Batı vitrinini gösterip bizim gözümüzü kamaştırmış.
Amerika, 2. Dünya savaşına giren ve fakr-ü zaruret içinde kıvranan ülkelere 1947 yılında yardım kampanyası başlatmış.
Biz savaşa girmemişiz ama açlık sefalet içindeyiz.
"Biz de yardım istiyoruz " demişiz.
Bizim arkamızdan Yunanistan da müracaat etmiş.
İlk anda kabul edilmemiş bu talepler ancak sonradan
"Bu iki ülke bizim batı sınırımızda ve Rusya ile tampon görevi görebilir" diye düşünerek çok az bir miktarda ne kadar çürük, çarık yiyecek, içecek, giyecek varsa göndermişler bize
Sevinçten havalara uçmuşuz ve kabuğumuzu kırıp, ortalığa dökülmüşüz
Baştakiler hariç; kimse bunun karşılığında ne verdiğimizi, nelerden vazgeçtiğimizi bilmiyordu
O zamanlar insanlar bir süre rahat etmiş, işi tembelliğe vurmuş!
Bunun acısı sonraki yıllarda yavaş yavaş oturmuş yüreklere;
darbelerle, ekonomiye müdahalelerle...
Halkımız uyanmaya başlamış ama her gözünü açmaya çalıştığında başına bir yumruk yemiş.
Neyse lafı daha fazla uzatmayalım
İşte o gün, bu gündür hala onlara bakıp yüksünüyoruz
"Neden ben onlar gibi değilim?
Neden geri kaldım bu kadar?"
Kardeşim; onlar iki büyük savaş yaşamış, şehirleri yerle bir olmuş, bütün fabrikaları, tesisleri ortadan kaldırılmış yüz binlerce insanını kaybetmiş ama kafasını çalıştırıp zekâsını kullanmış.
Sıfırdan başlayarak yoktan var etmiş!
Biz hala üreterek değil, tüketerek hayatımızı sürdürmeye devam ediyoruz .
Hala el açıp devletten bize para vermesini, yiyecek, giyecek, yakacak vermesini bekliyoruz.
Evet, bunlara muhtaç insanlarımız elbette var ama bunu bizler devlete bırakmadan aramızda yardımlaşarak halledebiliriz.
Maalesef o eski çalışkan insanlar yok artık.
Yani Atatürk'ün o "Türk Milleti çalışkandır!" tezinin neden çöp olduğunu anladınız mı?
Peki, 'Zeka' ne oldu.
Ooooo
O yerli yerinde ve gittikçe arttı.
O zekamızı ortalığı manipüle etmede, onun bunun işine burnumuzu sokmada, hamuruna su katmada, birbirimizi provoke etmede kullanıp
GEÇİNİP GİDİYORUZ İŞTE
Tembellikte dünya birincisiyiz!
Şimdi soruyorum:
Bu durumda ATATÜRK NASIL RAHAT UYUSUN?
Saygılarımla…