Bugun...


İBRAHİM ORTAŞ

facebook-paylas
Eğitimde Eleştirel Düşünce ve Bilinç -1-
Tarih: 27-12-2024 00:11:00 Güncelleme: 27-12-2024 00:11:00


Bilindiği üzere, eğitim sistemimiz çoğunlukla ezbere bilgi yüklemesi eksenli ve teste dayalı sınavlar yapılarak eğitim tamamlanmış olarak biliniyor veya algılanıyor. Ne yazık ki nitelikli insan yetiştirmek ve eğitimin yansımasını öğrencide yorum yapma ve eleştirel düşünce becerilerini geliştirmeyi hedefleyen bir ölçme değerlendirme sistemi geliştiremedik. Lisans ve lisansüstü derslerini sınavlarını defter-kitap açık sınavları yapıyor ve öğrencilerden karşılaştırmalı analizler yapmasını bekliyoruz. Bazen de bir metni okuyup anlama ve yeni bir soru sorması ve konu çıkarması istendiğinde, ne yazık ki öğrencilerin çoğu sınava yönelik ders dışı yeterli hazırlık yapmıyor ve yorum yapma becerisi gösteremiyor. Bu sorunu son yıllarda yurt içinden ve dışından sıklıkla konuşuyoruz. Amerika’daki Harvard ve Columbia gibi prestijli üniversitelerde dahi öğrencilerin zorunlu okuma materyallerini takip etmediği belirtiliyor. Bizde ise öğrencilerin eğitim öğretim sürecinde öğrenme becerileri, sorunlar ve talepler konularında yeterli anket, ölçüm ve izlemeler olmadığı için durumun boyutunu tam olarak bilemiyoruz. Avrupa ve ABD gibi ülkeler bu tür ölçümlerle öğrencilerin genel eğilimlerini izlerken, ülkemizde böyle bir sistematik yaklaşım eksikliği göze çarpıyor.

Geçtiğimiz günlerde Tarım Tarihi dersinde, "Osmanlı'nın tarımsal yapısı" konusunu işlerken, öğrencilerin genel bilgisini öğrenmek amacıyla konuyla ilgili bir fikirleri olup olmadığını sordum. Ancak sınıfta tam bir sessizlik hâkimdi. Osmanlı İmparatorluğu gibi önemli bir tarihe sahip bir devletin yapısını bilmek, yalnızca genel kültür değil, aynı zamanda tarih bilincinin de bir parçasıdır. Ancak öğrencilerin bu tür temel konularda dahi bilgi sahibi olmamaları, eğitim sistemimizdeki eksikliklerin bir yansımasıdır.

 

TARTIŞMA KÜLTÜRÜNÜ GELİŞTİRMEK

Eğitimde beklenen, öğrencilerin özgüvenle söz alması ve bilgi birikimlerini ortaya koymasıdır. Ancak öğrencilerimiz görüş belirtmek konusunda çekingen davranıyor. Bu çekingenlik, soyut düşünme çağındaki gençlerin eleştirel ve analitik düşünce yeteneğinin yeterince gelişmediğini gösteriyor. Örneğin, Osmanlı İmparatorluğu’nun tarımsal yapısı ile ilgili dönemsel karşılaştırmalar yaparak bu süreçlerin neden-sonuç ilişkisini ele almak, hem tarihsel hem de eleştirel düşüncenin gelişmesine katkı sağlar. Ancak öğrencilerin bu konulara ilgisizliği ve bilgi eksikliği, eğitim sistemimizin eleştirel düşünceye yeterince önem vermediğini düşündürüyor.

Son birkaç yüzyılda dünya, bilim ve teknolojide hızlı bir gelişim sürecine girmiştir. Osmanlı İmparatorluğu ve ardından gelen Cumhuriyet dönemi, bu gelişmelere yeterince hızlı adapte olamamış, bunun nedenleri ise yeterince araştırılmamıştır. Günümüzde biyoteknoloji, yapay zeka ve uzay çalışmaları gibi alanlarda geride kalmamız, eleştirel düşünce eksikliğinin ve eğitimdeki sistematik sorunların bir sonucudur. Eğitimin yalnızca bilgi yüklemeye odaklanması, bireylerin değer üretme ve sorun çözme becerilerini geliştirememektedir.

Eleştiri, bireyi ve toplumu zenginleştirir. Ancak eleştiri yapabilmek için bilgi sahibi olmak gerekir. Ne yazık ki, okumadan eleştirebilmek mümkün değildir. Bu eksiklik, yalnızca öğrencilerin değil, toplumun genelinde görülen bir sorundur. İnsanlarımızın eleştirel düşünce ve tartışma kültürünü benimseyebilmesi için eğitim sisteminin yeniden yapılandırılması gerekmektedir.

 

EĞİTİMDE HEDEFLER VE

EVRENSEL YAKLAŞIMLAR

Ülkemizin, nitelikli insan gücü yetiştirmeyi hedefleyen, evrensel bir eğitim amacı ve stratejisi bulunmamaktadır. Amaç, yalnızca teknik bilgiye sahip bireyler yetiştirmek değil; aynı zamanda bilinçli, araştırma yapmayı bilen, sorun çözme becerisi gelişmiş bireyler yetiştirmek olmalıdır. Bu tür bireyler, yalnızca kendi sorunlarını değil, toplumun ortak sorunlarını çözmede de yetkin olacaktır. Ancak bu hedeflerin gerçekleşebilmesi için eğitim sistemimizin eleştirel düşünce, etik değerler ve analitik beceriler üzerine temellenmesi gerekmektedir.

Günümüzde bilginin hızla üretildiği bir dünyada, yalnızca bilgiye sahip olmak yeterli değildir; bu bilgiyi etik bir temele dayandırarak kullanabilmek de önemlidir. Bilgiye ulaşma becerisi, aynı zamanda bu bilgiyi sorgulama ve eleştirebilme yeteneği ile birleştiğinde anlam kazanır. Ancak eğitim sistemimiz bu tür yetkinlikleri kazandırmakta yetersiz kalmaktadır.



Bu yazı 2389 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Linkedin RSS
YAZARLAR
GAZETEMİZ

HABER ARA
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
YUKARI