Bugun...


İBRAHİM ORTAŞ

facebook-paylas
Çin Bilime Önem Vererek Gelişmiş 4
Tarih: 06-10-2024 00:32:00 Güncelleme: 06-10-2024 00:32:00


Akademi Üniversitesinin ülke genelinde güdümlü proje üreten 100 araştırma enstitüsü bulunmaktadır. UCAS’de misafir edildiğim bir hafta boyunca en üst düzeyde ağırlandık. Öğrenciler ve daveti yapan rektör yardımcısı ve Ekoloji Fakültesi Dekanı ile üniversite ve işleyişi hakkında bilgi toplamaya başladım. Öğrencilere yıllık 8 bin yuan (1 yuan = 4.8 TL) başlangıç ihtiyaç desteği veriliyor. Yüksek lisans için 2750 yuan, doktora eğitimi için 4000 yuan aylık ödeme yapılıyor. Öğrenciler 105 yuan aylık yurt parası ödüyor (iki öğrenci bir odada kalıyor). Günlük öğün (üç kap yemek) için 7 yuan ödüyorlar.

 

ÇİN ALT YAPISINI TAMAMLAMIŞ

VE DÜNYAYA AÇILMAYA BAŞLAMIŞ

Çin, altyapısını ve gıda güvencesini önemli ölçüde tamamlamış ve dünyaya açılmaya başlamış. Çin’in dünyaya açılmak için başlattığı “Yol ve Kuşak Girişimi” ile Asya ve Afrika’daki 143 ülke ile demiryolu, karayolu ve deniz yolu ile ulaşım ve iletişim gerçekleştirmek istiyor. Dünya Gübre Kongresi’nde sunduğum çalışmada, İpek Yolu ülkelerinin bugünkü tarımsal potansiyelleri ve gübre kullanımını zamana bağlı değişimlerini inceledim. Daha önce duyduğum ancak çok ilgilenmediğim “The Belt and Road Initiative” konusunda eski İpek Yolu hattının batısındaki Türkiye’den doğudaki Çin’e kadar uzanan coğrafyadaki 21 ülkenin tarım verilerini inceledim. Türkiye-Çin hattındaki 21 ülke içinde, Çin, Hindistan, Türkiye ve diğer Orta Asya devletlerinin verileri karşılaştırıldığında, Çin’in birim alanda üretimi, kimyasal gübre kullanımı ve tarım teknolojileri kullanımında açık ara önde olduğu görülüyor. Başta Orta Asya Türk Devletleri olmak üzere, çoğu ülke gıda güvencesi yönünden Çin’e bağımlı durumda. Çin, geldiği bilimsel gelişmişlik ve teknolojik üstünlük ile dünyaya açılmak için işbirliklerine açık olduklarını belirtiyorlar. Bu bir devlet politikası gibi görünüyor. Katıldığım kongre ve Bilim Akademisi Üniversitesi’nde bütçe ya da tasarruf tedbirleri konusu söz konusu değil; üniversitenin parasal sorunu olmadığı belirtiliyor. Araştırma öğrencilerinin tamamı burslu olduğu için sabahlara kadar çalışıyorlar. Çin, Hindistan ve diğer Güney Asya ülkelerinin geleneksel kültürleri gereği, ülkelerine sadakatleri nedeniyle mesaiden fazlasını çalışıyorlar. İşten kaytarma, çalma, çırpma gibi durumlar, batılı ülkelere kıyasla daha az yaşanıyor. Öğrencilerle yaptığımız seminer ve anlatımlarda, yeni yaklaşımlara açık oldukları görülüyor; seminerler sonrası soru sormaları ise sevindirici.

 

Danimarka Hükümeti ile Yapılan İki Anlaşma Gereği, Çin Bilim Akademisi Üniversitesi İçinde Kurulan Doktora Merkezi Tam Anlamıyla Bir Bilim Üstü. Her yönüyle tüm kolaylıkların sağlanması düşünülerek organize edilmiş planlı ve akıllı bir bina. Danimarka’nın bu işten ne çıkarı olduğunu merak edebilirsiniz; sanırım onlar da ülkelerine beyin göçü sağlamak için böyle bir merkez yaptırmış olabilir. Doktora merkezinde uygun bir ortam, bilgi işleme, toplantı odaları, sınıflar, çalışma masaları, yiyecek-içecek ve dinlenme odaları bulunan çok fonksiyonlu bir yapı mevcut. Her yıl Danimarka’dan gelen yaklaşık 10 araştırmacının üniversitede bu merkezde misafir edildiği, ders verdiği ve araştırma yaptığı belirtiliyor.

 

Üniversitenin Yeni Sanat Ve Bilim Merkezi’nin Mimarisi ve Akustiği Göz Kamaştırıcı. Üniversitenin ışıkları hiç sönmüyor; misafir edildiğimiz mekânın yedinci katından, geceleri penceremin görebildiği kadrajda temel bilimler binalarındaki laboratuvar ve ofislerin lambaları yanıyor. Gece saat 11'e kadar %50 lambalar yanıyorsa, sabah 03:00'te %20 lambalar hâlâ yanıyor. Yurtdışında öğrencilik yıllarımda, Çinlilerin bizimle yarıştığını düşünerek çabalarını biliyorum. Alman Profesör Ewald’ın ifadesiyle, artık Batı, Çin’i durduramaz. Çünkü adamlar karınca gibi çalışıyorlar.

 

Programımızın son gecesinde, davetli dört bilim insanı için rektörün de katıldığı yemekte, ikili işbirliğine hazır oldukları belirtildi. Bitki Besleme konusunda çalışan meslektaşım, Rektör Yardımcısı Prof. Wang, öğrencilerinden aldığı geri bildirimle doğrudan şahsıma hitaben, “Ne zaman istersen gel, ders ver ve ortak araştırma için kapımız açık” dedi. İlgilerine teşekkür ederek durumu üniversitemin yetkililerine ileteceğimi belirttim.

 

Özetle, Çin uzun zamandır dünyanın birçok ülkesine gönderdiği araştırma öğrencileri ile başta temel bilimler ve teknoloji alanında, dünyadan öğrendiklerini ülkelerine yeniden taşıyarak bilim ve teknolojide, ABD ve diğer batı ülkelerinin önüne geçmiş gözüküyor. Bilimsel makale yayınlarında ve patentlerde öne çıktılar. Birçok bilimsel derginin merkezi haline gelmiş durumdalar. Gıda güvencesini ve altyapısını geliştirmiş ve artık dışarıya ihracata başlamışlar. 2023 ve 2024 yıllarında Kırgızistan ve Türkmenistan’da bilimsel kongrelere davet edildim. Öncesinde Azerbaycan ve Kazakistan’da bulundum. Türk dünyası, elindeki yeraltı petrol ve doğal gaz zenginliğine rağmen, Çin’in yanına yaklaşamayacak şekilde geride duruyor. Çin’in yakınındaki çevre ülkeleri bilimsel olarak solladığı görülüyor.

Türkiye’nin bilimsel temelde Çin ile ilişkilerini geliştirmesi yararlı olabilir. Çin’in, takip ettiği ve çoğunu yaşayarak gördüğümüz farklı ülkelerde eğittiği bilim insanlarının batıda beyin göçüne gitmesinin önünde geçmek için kendi bilim insanlarına batıdaki yaşam standartları fırsatlar sundular. Bilim insanlarına hem ortam hem de bilimsel özgürlük sundu. Batılı ülkeler düzeyine yakın, ancak Çin standartlarının çok üzerinde maaşlar sağlayarak nitelikli insanları ülkesinde tutmayı başardı. Yurtdışına giden Çinli bilim insanları, Batı'dan edindiklerini ve bilgilerini Çin’de uygulamaya geçirdiler. Öncelikle temel bilimlere öncelik vererek teknoloji geliştirdiler. Bilim insanlarını bilim içinde tutmak için liyakate dayalı bir yapılanma sağladılar. Çin’de akademik araştırmalar önceliklere göre belirleniyor ve yönetsel özerklik devlet politikaları ekseninde belirleniyor. Araştırmacılar araştırmada rahat ve maddi sorun yaşamıyorlarmış. Son 20 yılda Çin bütünlüklü bir çalışma ile bizim başaramadığımızı başarmış durumda. Ülkemizde belirlenmiş bir bilim politikası ekseninde temel bilimlere dayalı bütünlüklü bir eğitim yaklaşımı ve özerk üniversitelerde özgür bilim insanlarının liyakate dayalı yapılanması sağlanırsa bu topraklarda bilimsel gelişme ve teknoloji daha iyi gelişir inancındayım. 

 



Bu yazı 620 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Linkedin RSS
YAZARLAR
GAZETEMİZ

HABER ARA
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
YUKARI