Beşiktaş’taki evin balkonunda oturmuş, kuşların, martıların ve envai çeşit mahlûkatın kendilerine has seslenişlerine kulak kesilmişken, bir an gönlüme, geçen Ramazan
Rabbimizin rahmetine tevdî ettiğimiz bir güzel insan; dostum, ağabeyim, yol arkadaşımız düştü..
Mekânı cennet olsun rahmetli abiyimiz şu an kabrinden doğrulup karşıma geçecek olsa bu kardeşine ne derdi acaba?
Muhtemelen; “Güzel abim, şu kısacık dünya hayatında bir dakikanı bile Allah’tan gafil, boşa geçirme, Rabbini razı ve hoşnut etmekten başka bir şey düşünme, secdelerini çoğalt, namazını ihmal etme, karşına çıkan tüm hayır imkânlarını, iyilik fırsatlarını değerlendir, benim gibi
garazsız ivazsız hizmet et, dua almaya bak ve sakın ha yerin altına azıksız, ahiret yurduna eli boş gitme” derdi.
Sonra devam eder; “gözünü seveyim dostum, bak ölüm var, hayatını ciddiye al, bu yalan dünyaya aldanma, zira dünya gelip geçiciymiş asıl olan sonsuz hayatın için kayda değer bir şeyler hazırlamak, azıksız yola çıkmamak ve yarın için ne gönderebilirsen önden göndermekmiş.
Bunu sakın unutma” diye ikaz ederdi.
Bununla da kalmaz: “Kardeşim, sen de zamanı geldiğinde benim gibi bu üç günlük dünyadan göçüp gideceksin; sonra tüm hesaplar kapanacak, bir daha geri dönerek açığını kapatma, eksiğini giderme, hatalarını düzeltme, zararını kâra çevirme ve iyilik yapma şansın olmayacak, bana
bak ve ibret al” der ve de eklerdi: “burada hesap var amel yok, dünyada ise amel var hesap yok.”
“O yüzden iş işten geçmeden çok geç olmadan vakit dikkat et, dikkat et, dikkat et.
Sonsuz bir hayatta pişman olmak, “Zâyî olmuş, anladık;
Sen’siz geçen saatimiz” demek istemiyorsan kendine emek ver, kalbine
emek ver.
Hayatını ciddiye al.
Ölümü ve ahireti unutma.
Âgâh ol, tek
bir nefesini dahi israf, bir ânını bile gafletle heder etme.
Bu işin şakası yok.
Çünkü hesap kapandı mı kapanacak, giden gidecek, biten bitecek ve bir daha asla telafi imkanın olmayacak.
Ona göre yaşa, ona göre hareket et, ona göre kendini ve hayatını ziyan etme” derdi…
Son olarak da İmam Gazâlî Hazretleri’nin şu sözünü hatırlatır, ardından kendine has babacan seslenişiyle müsaade isterdi herhalde: Vefâtından sonra insanların seni ne kadar çabuk unutacaklarını bilseydin kesinlikle hayatını Allah’tan başkasını razı etmek için yaşamazdın.”
“Allah’a emanet ol baboş ve dediklerimi sakın unutma! Oradaki
abilere benden selam söyle.
Bu kardeşine de dua et.
Bezm-i ezelde tekrar mülâki oluncaya dek hadi bana eyvallah! Derdi.
Biz dünyadan gider olduk
Kalanlara selam olsun
Bizim için hayır duadır…
Kılanlara selam olsun.