Bugun...


Ali Coşar

facebook-paylas
13 haziran saldırısının bir hedefi de “Terörsüz Türkiye” mi? -1 -
Tarih: 20-06-2025 00:50:00 Güncelleme: 20-06-2025 00:50:00


08 Aralık 2024’te İsrail’in ve dünyanın hiç beklemediği bir şey oldu: Colani Liderliğindeki Suriye’nin yeniden Fethi. ESED ailesinin babadan oğula geçen, yarım asrı geçkin zulüm devri sona erdi ve Türkiye’deki Suriyeliler geri dönmeye başladılar. Bu olaya paralel olarak, Türkiye’nin başlattığı “Terörsüz Türkiye” hamlesinin, PKK / YPG’yi sahada giderek geriletmesi, yok olmaya mahkûm veya teslim olmaya mecbur bırakması, Suriye’de dengelerin değişmesine yol açtı.

Buna bağlı olarak, ABD Başkanı Trump’ın önceki Başkanlık Döneminde başaramasa da, Ortadoğu’dan asker çekmek veya azaltmak, dış savunma harcamalarını azaltma yönündeki siyasetinde elini güçlendirdi. Hatta, Suriye’deki değişimin asıl mimarının  Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğunu vurgulayarak tebrik etmesi, İsrail’in soykırımcı katil Başbakanı Netanyahu’yu son 6 ay içinde, Trump’ın Beyaz Saray’daki ikinci kabulünde de Türkiye’den övgüyle bahsetmesi, Türkiye ile  makul ve uyumlu ilişkiler içinde olmasını tavsiye etmesi, Suriye’de hala varlığı tartışmalı ve hapisteki DAEŞ’lileri yeni Suriye yönetiminin ve Türkiye’nin de yardımıyla etkisizleştirmesinin mümkün olacağını, bu nedenle artık Suriye ve Irak’taki ABD askerlerini giderek azaltma yönündeki politikalarını seslendirmesi, İsrail İstihbaratını ve (başta Pentagon olmak üzere ) Amerikan derin devleti unsurlarını rahatsız etti.

İsrail; Suriye’nin Türkiye himayesinde olmasını istemiyor.

11 Haziran 2025 günü  Virginia merkezli bir Amerikan haber sitesi Axios’un haberine göre; İsrail, ABD’nin Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack’a Suriye’deki “kırmızı çizgilerini” sundu.

  • İsrail’ın kırmızı çizgileri, Suriye’de Türk askeri üsleri kurulmaması, Suriye’nin güneyinin silahsızlandırılması ve Suriye’de yeniden İran veya Hizbullah varlığı olmaması.
  • İsrailliler, Suriye’nin güneyinin silahsızlandırılmasını içeren yeni bir anlaşma imzalanana kadar güçlerini Suriye’nin güneyinde tutmaya devam edeceklerini bildirdiler.
  • İsrail, yapılacak yeni bir anlaşmada sınırda konuşlu BM güçlerine ABD askerlerinin de dahil edilmesini istiyor.

Yine aynı gün, “Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR)”’un bildirdiğine göre;

“ABD öncülüğündeki Uluslararası Koalisyon Güçleri, Suriye'nin kuzeydoğusundaki Haseke yakınlarında bulunan Karask Üssünde terör örgütü SDG militanlarıyla ortak askeri tatbikat gerçekleştirdi.”  Bu ve daha önceki SDG’nin Suriye Ordusu ile entegrasyon anlaşmasına rağmen, her fırsatta bu yönde bir adım atmayışı, ayak sürümeye devam ettiğini gösteriyor. SDG, Amerikalıların PKK/YPG ismini ve terörist varlığını kamufle etme çabasıyla verdiği bir isim. Amerikan Şahinlerini temsil eden emperyal Evangelist / Siyonist güruh, ABD’nin Ortadoğu’dan çekilmesini istemiyor. Ve bunlar Netanyahu Politikalarına sürekli destek veriyorlar.

ABD devlet aygıtında çok sayıda Yahudi asıllı bürokrat da, İsrail çıkarlarını gözeterek ürettikleri politik raporlarla, hükümete yön vererek, Amerikan bu türden argümanları besliyorlar.

Öte yandan, ABD Savunma Bakanlığını temsilen kullanılan “Pentagon” un Centcom[1] Komutanı General Kurilla, geçtiğimiz aylarda İsrail ve Golan Tepelerinde İsrail Genelkurmay yetkilileri ile bir seri toplantılar yaptı.

 

[1] Amerika Birleşik Devletleri Merkez Komutanlığı [United States Central Command (USCENTCOM)], Amerika Birleşik Devletleri Savunma Bakanlığı'nın 11 Müşterek Muharip Komutanlığından biridir. 1 Ocak 1983 tarihinde kurulmuş olup, Hızlı Dağıtım Ortak Görev Gücünün (RDJTF) önceki sorumluluklarını devralmıştır ve sorumluluk alanı, başta Irak ile Afrika'da Mısır ve Orta Asya'da Afganistan da dâhil olmak üzere Orta Doğu'yu kapsamaktadır.



Bu yazı 665 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Linkedin RSS
YAZARLAR
GAZETEMİZ

HABER ARA
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
YUKARI