![]() |
Tweet |
İSTANBUL- Cevdet Yılmaz, "Birtakım şirketlerde, kamunun ortaklığı olduğu yapılarda görevlendirilenler istisnai de olsa yüksek (maaş) alabiliyorlar. Kamuoyunda bir tepki oluştu bu konulara, adaletsizlik duygusu oluşturdu. Dolayısıyla bir genel sınır koyma kararı aldık." dedi.
Yılmaz, canlı yayınında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
"Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi" kapsamında makam araçlarıyla ilgili soruyu yanıtlayan Yılmaz, kimlerin makam aracı kullanabileceğinin kanunla belirlendiğini ama kanunun çok ötesine geçen uygulamaların zaman içerisinde geliştiğini söyledi.
Bu durumun mali yükler getirdiğini kaydeden Yılmaz, şöyle konuştu:
"Bu tasarruf genelgesiyle biz, kanuni sınırlara geri çekmiş oluyoruz uygulamayı. Bunu gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Tabii ki genel müdürlerimizin, idarecilerimizin ihtiyaçları olabilir. Bu ihtiyaçları daha maliyet etkin bir şekilde çözme yöntemleri ortaya çıkartılacak. Hizmetin getirdiği şeyler yapılacak ama esas ana fikir şu, kurumun bir araç havuzu olsun, ihtiyaç duyanlar oradan bu hizmeti alsınlar. Mesela zırhlı araç kullanması gerekiyor bir makamın, yurt içinde de onun üretimi yok. Dolayısıyla o devam etmek durumunda. 'Zorunlu haller dışında yerli araç kullanılsın' diyoruz. Olabildiğince 'eski araçlar elden çıkartılsın' diyoruz."
Yılmaz, bu sayede hem yerli üretimin destekleneceğini hem de alım ve işletimde daha verimli bir ortam oluşacağını bildirdi.
Soru üzerine Yılmaz, kamuda istihdama ilişkin, "'Kamuya eleman alınmayacak' diye bir şey söz konusu değil. Emekli sayısı, vefat edenler, istifa vesaire bütün bunların toplamı kadar, ne kadar eksildiyse o kadar yine istihdam edilebilecek ama bunu aşmayalım istiyoruz. Kamuda 5 milyonun üzerinde çalışan var. Kamu hizmetlerini aksatmayacak bir anlayış içinde belli bir dönem için böyle bir sınır getirilmiş oldu." ifadelerini kullandı.
Yılmaz, buna ilişkin alt unsurların henüz çalışılmadığını aktararak, "Alt kırılımlarıyla ilgili bu aşamada bir şey söylememiz doğru olmaz. O günün ihtiyacı neyse, nerede daha fazla kamu hizmeti açısından ihtiyaç varsa o çerçevede planlama yapılmış olacak." diye konuştu.
Savunma ve güvenlik hariç tutularak toplu taşıma olan yerlerde servis uygulamasının kaldırılmasına yönelik soruyu yanıtlayan Yılmaz, güvenlik açısından sıkıntılı, farklı riskler barındıran bir bölgeyse orada daha kontrollü bir yaklaşımın söz konusu olacağını söyledi.
YATIRIM KRİTİK BİR UNSUR
Merkez Bankasının, belli bir kur hedefi için çalışma yapmadığını, rezerv biriktirip daha güçlü bir konuma gelmek için gayret ettiğini ve rezervlerin birikmesiyle risk primlerinin düştüğünü, daha güvenilir bir ortamın oluştuğunu ifade eden Yılmaz, gelecek dönemde rezervdeki artışın olumlu yönde devam edeceğini söyledi.
Yılmaz, ekonomi programlarını hiçbir yabancı kurumla değil, Türkiye'nin kendi ortak aklıyla, kurumlarıyla, bütün paydaşlarıyla katılımcı bir şekilde oluşturduklarını ve arkasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasi iradesinin bulunduğunu ifade etti.
Yatırımın ortamının iyileştirilmesiyle kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye'ye ilişkin notlarının da iyileştiğini dile getiren Yılmaz, şöyle konuştu:
"Yatırım kritik bir unsur. Yani kalkınmakta olan bir ülkeyiz. Yatırım yapmak durumundayız. Kamusuyla, özel sektörüyle doğru alanlarda elbette katma değeri daha yüksek alanlarda kaynaklarımızı değerlendirmek zorundayız. Türkiye Yüzyılı diyoruz. Bunu yatırımların yüzyılı yapmamız lazım. Geleceğimizi inşa etmemiz lazım. Belki bu arada bazı sıkıntılar da yaşayabiliriz. Tasarruf oranlarımızı arttırmak bazen zorlayabilir bizi ama inanın bunları gerçekleştirdiğimizde çok daha güçlü çok daha müreffeh bir geleceği de gelecek nesiller için oluşturmuş olacağız." (AA)