Tweet |
Anadolu Ajansı (AA) ve Boğaziçi Üniversitesi işbirliğinde, Kültür ve Turizm Bakanlığının katkılarıyla 2 Aralık'ta gerçekleştirilecek "II. Haberin Telifi ve Medyada Yapay Zeka Sempozyumu"nda, haber, yapay zeka ve telif hakları masaya yatırılacak.
İstanbul Medeniyet Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cahit Suluk, sempozyumda "Habercilikte Dijitalleşmenin Yol Açtığı Telif Krizinin Çözümüne Yönelik Türkiye'de Çözüm Arayışları" başlıklı oturumda, "Haberin Telifi-Türkiye İçin Bir Model Önerisi" konusunda konuşacak.
Suluk, sempozyumda ele alınacak haber, yapay zeka ve telif hakları konularına ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Gazete ve televizyonların yaptığı büyük yatırımlar üzerinden ürettikleri haberlerin kullanıcısının halk olduğunu belirten Suluk, bu haberler üzerinden gelir elde edildiğini söyledi.
Suluk, gazete ve dergilerin eskiden reklam alarak gelir elde ettiğini, şimdi ise satışının neredeyse bitme noktasına geldiğini, bu süreçte reklam gelirlerinin de dijital platformlara doğru kaydığını anlattı.
Bu süreçte gazetelerin gelir elde edemediğini ifade eden Suluk, şunları söyledi:
"Gazete ve dergilerin gelir oranları yüzde 5'lere kadar düştü. Örneğin, Batı'da olan bir gazete eskiden yılda bir milyar dolar gelir elde ediyorsa, bugün 5-10 milyon gibi çok komik ve düşük rakamlara düştü. Böyle olunca gazeteler, artık varlıklarını sürdüremez hale geldi. Yasa koyucuların devreye girmesi talep edildi. Avrupa, bu konuda bir düzenleme yaparak haberlere telif hakkı tanıdı. Google ve Facebook gibi dijital platformlar haberleri alıp kullanıyor ve doğrudan ya da dolaylı olarak bu gelirlerin sahibi oluyorlar. Avrupalı yasa koyucular, gazetelerin bu gelirlerden pay almasını öngören düzenlemeler yaptı. Türkiye'de de bu konuda bazı hazırlıklar var ancak henüz bir sonuca ulaşılmış değil. Ulaşmaktan da uzak görünüyor. "
Doç. Dr. Suluk, "II. Haberin Telifi ve Medyada Yapay Zeka Sempozyumu"na Avrupa'dan yabancı akademisyenlerin de davet edildiğini söyledi.
Avrupa'da bu konuda düzenlemeler yapıldığını ve uyguladığını aktaran Suluk, "Google ve Facebook gibi şirketler gazetelere ödeme yapmaya başladılar. Türkiye'de böyle bir ödeme yok. Çünkü sizin düzenlemeniz yok." ifadesini kullandı.
Suluk, sempozyumda, Avrupa'daki düzenlemelerin nasıl yapıldığı, uygulamaya nasıl geçirildiği ve dengelerin nasıl sağlandığı konularının masaya yatırılacağını ifade ederek, "Ayrıca, yapay zekanın habercilikteki yeri ve Avrupa'nın bu konuyu nasıl regüle ettiği de ele alınacak. Yapay zeka, ceza, idare, Anayasa boyutu, telif hakları gibi birçok boyutu olan bir konu. Bu konular ayrı ayrı ele alınması gerekiyor. Sempozyumda haber, yapay zeka ve telif hakları konusu masaya yatırılacak." diye konuştu.
Sempozyumdaki konuşmasında, Avrupa'nın yaptığı düzenlemenin, Türkiye'de yapılıp yapılmamasını ele alacağını aktaran Suluk, yapılması halinde ise bu düzenlemenin nasıl bir model içermesi gerektiğini çeşitli konular üzerinden anlatacağını kaydetti.
Suluk, amaçlarının çalışan bir sistem oluşturmak olduğunu ifade ederek, sistem çalışmadığında beklentileri karşılamayacağını aktardı.
Türkiye'de de son dönemde bazı sistemlerin çalışmadığını gözlemlediğini belirten Suluk, bunun için çalışabilir, pratik, sade ve etkili bir model tasarlanması gerektiğini vurguladı.
Suluk, son zamanlarda bilgi ekonomisine geçildiğini, yapay zekanın da hayata doğrudan etkili olmaya başladığını anlattı. Ekonominin ise bilgiye kaydığını dile getiren Suluk, 2020 yılında yapılan araştırmaların sonucunda, dünyadaki ilk 500 büyük şirketin varlığının yüzde 90'ını, maddi olmayan varlıklar, yani bilgi ekonomisinin oluşturduğunu söyledi.
Suluk, bu şirketler arasında Google, Amazon, Facebook ve Apple gibi büyük kuruluşların olduğunu ve bunların kendi hegemonyalarını kurduğunu kaydetti.
Doç. Dr. Suluk, şirketlerin, ulus devletleri aşındırmaya başladıklarını ve pek çok açıdan ülkelerin hukuk kurallarını tanımadığını vurguladı.
Hukuk kurallarının çiğnenmesine ilişkin örnek veren Suluk, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türk mahkemesi karar veriyor 'Şu içerik dijital platformdan çıkması gerekir.' diye. Karar, ilgili platformun yetkililerine tebliğ ediliyor. Mahkemeye şöyle bir cevap geliyor platformdan, 'Bu bizim politikalarımıza aykırı bir karar olduğu için, bu içeriğin çıkarılması tarafımızda mümkün değildir.' diyor. Yani sen kim oluyorsun ki bu kararı verebiliyorsun? O zaman şurada çalışan bir şirket de 'Bu kurallar bize uymuyor, biz Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına uymakla yükümlü değiliz. Şuna uyarız ama bunlara uymayız.' demekten başka hiçbir fark yok bunun. Yani dijital platformlar bu kadar kontrolden çıkmış durumda. O kadar büyük bir bağımlılık söz konusu ki, bu konu sadece gençlerin bağımlılığı değil bütün ülkenin bağımlılığından söz ediyoruz. Bu sadece Türkiye'nin de sorunu değil, genel bir sorun. Bununla da yasa koyucularının artık baş etme vakti geldi ve hatta geçiyor."
Suluk, buna karşı ülkelerin, ulus devletlerin birtakım önlemler alması gerektiğini ifade ederek, "Dijital platformlar ve sosyal medya büyüyerek kontrolden çıktı. Özellikle yeni nesli inanılmaz derecede manipüle ediyor, müthiş bir manipülatör olarak çalışıyorlar. Toplum duyarlı olmadığı sürece ve iradesine, kendi seçtiği hükümetlere, iktidarlara sahip çıkmadığı sürece bu işi sadece iktidarların, hükümetlerin ya da devletlerin yönetmesi mümkün değil. Toplumlar duyarlı olduğu sürece bu manipülasyon durdurulabilir. Öbür türlü sadece 3-5 tane yöneticinin tek başına alıp da verebileceği ve uygulayabileceği kararlar değil bunlar." değerlendirmesinde bulundu.