24 Eylül Türkiye’nin AB ile olan ilişkisinin dönüm noktası…
Bir adım ötesi AB’nin üreten ve tüketen ve parasını ödeyen bir Türkiye’yi mi, yoksa sürekli harçlık isteyen ve sadece Almanya’nın ve kimi zaman da AB’nin cebinden harcayan şımarık bir Yunanistan’ı tercih edecek bir toplantı mı olacak.
Türkiye için bu tercihler elbette çok önemli ama hayati bir değer taşıyor mu?
Yanıt kısa ve net: Hayır…
AB Türkiye’ye Yunanistan’ı tercih edip Türkiye’ye yaptırım uygular mı diye sorulabilir elbette....
Bu karar çok komik olur; çünkü AB zaten Türkiye’ye bir yaptırım uyguluyor sonra o yaptırımı önce kendisi deliyor.
Alabileceği tek yaptırım Suriyeli göçmenler için vereceğini vaat ettiği parayı vermemek… Onuda zaten 5’te 4’ünü hala vermedi…
Silah ambargosu uygular mı? Hayır… Önemli değil zaten uyguluyor..
Yani kısaca Türkiye’nin 24 eylül zirvesinde aleyhte alınacak bir karardan zararı pek olmaz…
Yalnız kalırız diyorsanız zaten 10 yıldan fazla bir zamandır yalnızız, ama yeni dostlar var…
24 Eylül’de AB’nin alacağı tek karar; birlik gereği Yunana lafla destek, fiilen de masaya şartsız şurtsuz oturtmak olur…
Birde Fransa’nın kulağını çekmek…
Almanya birlik liderliğini sürdürmek istiyorsa buna mecbur…
Kısacası AB Yunanistan ve Fransa yüzünden dağılma noktasının eşiğinde 24 Eylül’de aslında bunun toplantısı olacak…