Dedeağaç; Türkiye'nin kırmızı çizgisine doğru geliyor Yunanistan. Dünya hızla değişiyor ama komşumuz Yunanistan hala yerinde sayıyorsa yapılacak bir şey yok. Ama mesele mavi vatansa o zaman işler değişir.
Türkler komşuluk hakkına en fazla riayet eden millettir. Türk atasözü vardır su gider kum kalır. Bugün Yunanistan'ın yanında duranlar yarın sabah yeni bir dünya ile birlikte şartların da değişeceğini unutmamalıdırlar. Komşu komşunun külüne muhtaçtır sözünü iyi bilsinler. Yarın su gittiğinde kalan kum ile beraber olacaklarını unutmamalıdırlar. Bugünün şartlarını kullanarak adalara silah ve cephane yığınak yaparlarsa demek ki adalar tekrar eski sahibi olan Türkiye'ye vereceklerinin sinyalleri başlamıştır. O adalar nasıl ve ne şekilde Yunanistan'a verildiği tüm dünya biliyor.
Eğer Yunanistan bu kadar silahlaniyorsa ve sırtını bir yerlere dayiyorsa demek ki Türkiye büyük bir devlet olduğu kesinleşmiştir. Lozan Antlaşması’nda yer almasına rağmen, Batı Trakyalı Türklerin kendi dini liderlerini belirlemelerine izin vermemesini eleştiriyor. Yunanistan ise, Türkiye'nin Fener Rum Patrikhanesi'nin ekümenik statüsünü tanımamasından rahatsız.
İnsan önce kendisine bak demezler mi. Sen ülkendeki azınlıkların hakkını yok sayacaksın sonra kalkıp koca bir ülkenin orta yerinde ekümenik isteyeceksin Koca Türkiye'yi yok sayacaksın sonra kalkacaksın adaları devlet statüsünü koyup Ege ve Akdenizi kendi karasulari sayacaksın.
Bugün Yunanistan'nın yanında olanlar yarın iş ciddiye bindiği zaman hiç birinin onun yanında olacağının garantisi yoktur. Yunanistan'ın ayaklarının yere basması ve bu sevdalardan vazgeçerek savaşa gerek kalmadan sulh yolu ile diyalog ile konuları hal etmesi en mantıklı olur. Bu gün savaşın hiç kimseye bir faydası olmayacaktır.