Suriye’de ne işiniz var oturun oturduğunuz yerde, eyvallah ne diyelim sözü söyleyene mi bakalım yoksa söyletene mi bakalım.
Herkes haklı, haksız kimse yok. Suriye komşumuz olduğundan dolayı komşuluk hakkını gözeterek komşu ziyaretine gittik diyelim, buna da eyvallah diyenler olabilir, ya da karşı çıkanlar olabilir, buna da eyvallah, komşumuzda büyük bir yangın var ve yangın bize doğru geliyor, bu yangına müdahale etmeyelim de yangın bizi de mi yaksın? yani bu yangının suçlusu biz miyiz ?
Peki yangını çıkaranlar kim, yani yangını biz mi çıkarttık? insan komşusunu yakar mı, yangını çıkaranlar hala oradalar, neden kimse onlara neden yangını çıkartınız ve çıkarttığınız yangın neden söndürmüyorsunuz, durmadan neden körüklüyorsunuz, bize soru soranlar neden onlara bu soruları sormuyorlar yoksa onlardan korkuyorlar mı?
Neden sadece bu soruları bize soruyorlar, yangın çıkaranlar yarın Suriye’nin içini boşalttıktan sonra iştahlarını kabartacak başka bir ülkeye doğru çekip gidecekler, yine istesek te istemesek te komşuluğumuz devam edecek ve etmeye de devam edecektir.
Peki onca yıkım onca enkaz sayısı belli olmayan ölenler yerinden yurdundan gidenlerin hesabını kim verecek, yani biz mi vereceğiz bunlarında suçlusu biz miyiz. Her türlü terörü destekleyenler işleri bittikten sonra bu terör gruplarını yanlarında götürecekler mı? Yoksa bizim başımıza bela olarak mı bırakacaklar, bunun hesabını kim soracak yanı bu terör gruplarını da biz mi oluşturduk, oradan gelecek belalara kim müdahale edecek bize ne işiniz var orada diyenler mı, yoksa işi bitince arkasına bile bakmadan gidenler mi gelip bu terör gruplarını müdahale edecekler.
Eğer gidenler müdahale etselerdi zaten terör gruplarını yaratmazlardı, evet orada ne işimiz var diyenler, iş başa düşünce bu seferde efendim neden zamanında müdahale etmediniz bakın yangın kapımıza kadar geldi diye feryat edenlerde yine onlar olacaklardır. Çünkü ellerinden başka bir şey gelmeyeler sadece konuşurlar, yani rüzgar ne taraftan eserse onların konuşmaları da rüzgarın seyrine göredir.