Fakir siyasetçiyi mi doyursun, sanatçıyı mı doyursun, iş adamını mı doyursun. Fakir adı üstünde zaten fakirdir. Korkunun ecele faydası yoktur. Kayıp edecek canından başka bir şeyi de yoktur.
Ama insanların çoğu kaybetmekten korktuğu için, sevmekten korkuyor. Sevilmekten korkuyor, kendisini sevilmeye layık görmediği için korkuyor, Düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için duygularını ifade etmekten korkuyor, reddedilmekten korktuğu için yaşlanmaktan korkuyor, gençliğinin kıymetini bilmediği için korkuyor. Yaşamaktan korktuğu için kayıp etme korkusundan korkuyor. Bir arada; Fakiri doyurun diyor Biz fakiri doyur diye dua ediyoruz. Yetime bakın diyoruz. Biz yetimi koru diye dua ediyoruz. Acize merhamet edin diyor. Biz acize merhamet et diye dua ediyoruz.
Zaten yüce yaratıcıda allah ta bizden bunları istiyor. Bizde Allah versin diyerek yine ona havale ediyoruz. Şeyh Edebali. Kıtabın orta yerinden konuşmuş, söyleyecek bir şeye gerek kalmamıştır. Fakir bir şey istediğinde Allah versin diyen zengin sormak lazım. Sana verilen bu serveti, acaba sana kim verdi. Zengin çalarsa yolsuzluk olur. Fakir çalsa hırsız olur. Kavramların bile cepteki paraya göre değiştiği bu dünyada, Adalet arıyoruz. Can Yücel. Bu konuda adalet hiçbir zaman yerini bulamamıştır. Zenginin fakiri soymasına iş denir, Fakirin hakkını aramasına şiddet derler. Yani fakir hakkını nerede ararsa arasın hep başı belaya giren yine fakirdir.
Kadıyı kime şikayet edeceksiniz. Şikayet mercii yine kadı olduktan sonra. Adalet duvarda bir yazı. Duvar sağır, Sen sağır, Bağır Fakir bağır. Kimi kime şikayet ediyorsun.