Nasıl hırsızlığın büyüğü ve küçüğü yoksa, ihanetin de büyüğü küçüğü olmaz. Öyle bir devirde yaşıyoruz, Kimseye güvenmemeyi en çok güvendiğimiz insanlardan öğreniyoruz.
İhanetten bahsedilmesi için, önce ortada güven duygusu olması gerekir. Güven duygusu yoksa söylenecek bir sözde olmaz. Bazen yalnız olduğunuza üzülmeyin. Çünkü Yalnız insanın ihanet edeni de olmaz. Hile ve ihanet yalnız güçsüz ve içi fitne fesat olanların işidir. Amaçlarına erişmek için her türlü ihanet ve entrika çevirmekten asla vaz geçmezler.
Hani derler ya can çıkar huy çıkmaz, maalesef alışmış kudurmuştan beterdir. Kim olursa olsun fark etmez, bilmeden yapılan hata yanlışlıktır. Eğer bilerek ya da tasarlayarak yapılan hata ise ihanettir. Unutmayınız ki ihanet ile şiddet iki tarafı keskin bıçağa benzer bıçağı kullananlar düşmanlarından daha beter kendisini yaralar.
İnsanlar yıllarca yaşadığı için ihtiyarlamaz. İdeallerine ihanet ettikleri zaman da yaşlanırlar. Eğer bir kere ihanet edenleri af ederseniz mutlaka bir gün yine size ihanet ederler. Onun için ihanet bir ruh hali değildir. O insan karaktersizliğini ortaya koymuş olur. Karaktersiz insandan her türlü ihanet beklenir. İhanet iş ortaklığından da olur.
Ortak olanlar birbirlerine ihanet etmedikleri müddetçe o iş yeri başarılı bir şekilde devam eder, eğer ortaklardan bir ihanet ederse o iş yeri batmaya mahkum olur. Çünkü ihanetlerin bedelleri hep ağır olur.
Unutmayınız ki insanlar dost bile olsalar onlara sırtınızı dönmeyin mutlaka içlerindeki ihanetin bedelini size ödetirler. Dostumuzun ihaneti kadar acı olan bir şey yoktur. Nedense bize en son ihanet edeceğini sandığımız kişilerin ihanetlerine uğradığımız zaman, kapanmayan bir yara gibi ömrümüzün sonuna dek bizimle geldiği gibi insanlara karşı da güvenimiz sarsılmış olur.
Yalnızca kendine ve size ihanet etmeyecek birine güvenin.