Unutmayınız ki Kalbiniz kadar yer kaplıyorsunuz bu dünyada, sevip sevildiğiniz sürece varsınız. Sonunda bir gün hiç kimse bu dünyada olmayacak. Zaman geçtikçe büyük çoğunluğumuz bu dünya da bir daha hatırlanmayacak bile.
Hayatta neyi başarıp başaramadığın, servetin, ihtişamın, kavgaların, nefretin, hırsların, sahip olmak istediklerin düşündüğün ve dert ettiğin kadar önemli olmadığını göreceksin. Önemli olan yaşamını paylaştığın insanlara ne kadar mutluluk ve huzur verebildiğin, onları ne kadar gülümsettiğin ve sevildiklerini hissettirdiğindir. Bu dünyada sevip sevildiğin sürece var olduğunu anlayacaksın.
Bir gün iyice yaşlanıp, kendinle ve anılarınla baş başa kaldığında, yaşamın boyunca insanlara verdiğin huzur ve mutluluk, onlara verdiğin acı ve üzüntülerden daha fazla tatmin edecek seni. Hata bu her zaman her şey yerinde durmaz. Dünya nasıl kendi ekseni etrafında dönüyorsa insan yaşantısı da dünya gibi aynı yerde durmuyor. Çünkü zamanı durdurmak kimsenin elinde değildir. Eğer zamanı durdurmak elimizde olmadığına göre hırs yapmak eziyet etmek hakkına razı olmamak başkalarına zarar vermeye ne gerek var.
Zaten herkes eninde sonunda bu dünyadan gideceğine göre elimizdekilerin değerini bilmek kadar daha güzel olan ne var ki, bu dünyada. Nasıl ilk bahar geldiğinde dünya yeniden uyanarak her yer yeşilliklerle ve güzel çiçeklerle donatıldığına göre bizlerde kalbimizdeki kin ve nefretleri bir yana bırakarak yüreğimizi sevgi çiçekleri ile donaltmamızın zarar yerine daha sıcak ve sevecen bir yüreğin kime ne zararı olabilir ki .
Her insan yaradılışında farklı yaratılmıştır. Onun için insanlar bir yağmur damlası gibidirler. Kimisi çamura, kimisi gül yaprağına düşer. İster su damlası olsun, ister gözlerimizden akan gözyaşı damlası olsun fark etmez hepsinde bir hüzün, bir aşk vurgusu illa ki vardır. Yüreğimizde damla damla umut, günlerimize bin tatlı mutluluk olsun ve yüzümüzde ki güller hiç bir sonsuza solmasın, sevdiklerimiz her zaman hep yanımızda olsun. Küçük bir sevgiye değmez mi?