Unutmayınız ki herkes yaptıklarının hesabını bir gün mutlaka verecektir. Bundan kaçış yoktur. Nasıl bir alemde yaşıyoruz kimse hakkına razı olmuyor daha fazlasını istiyorlar. Kime sorarsanız ölüm var hesap var mizan var der, iyide herkes bunları bildikleri halde neden hiç bir şeyle yetinmiyorlar.
Sorun nerede ya da sorun kimlerde?
Neden yetinmek yerine daha fazlasını istiyorlar, ne yapacaklar nereye götürecekler, gidecekleri son durağı bildikleri halde onca hak hukuku yük edip son noktaya kadar götürmeye değer mi? Herkes nasıl çıplak olarak çizginin öbür tarafından bu tarafa geldiyse giderken de son durak çizgisinden öbür tarafa çıplak gidecektir.
Unutmayınız ki yıllar, ne gidenleri geri getiriyor, ne de geride kalanları bırakıyor, yani getirip bıraktığı durakta işi bitenleri tekrar duraklardan toplayarak aynı trenle son durak çizgisine getirip bırakıyor, kimsenin bu trenden başka bir araca binmesi de mümkün değildir, çünkü son durağa kadar hiç bir vasıta gitmiyor.
Bu trene ya bineceksin ya da bineceksin, herkes yanında götüreceği belli kiloda bir yük hakkı vardır. Yanınızda götüreceğiniz yük nasılsa arama noktalarında kontrol ediliyorsa sistemde gösterilen yasak maddeleri yanınıza alamıyorsanız, unutmayınız ki giderken yanınızdaki yükünüzde hak ve hukuk olmasın çünkü orada ödeyeceğiniz bir bedel yok. O hak ve hukukun bedelini ödemeyesiniz başınız büyük bir belaya gireceğini unutmayınız. Onun için hak ve hukuk çok önemlidir.
Zorlamalarla nereye kadar gidebilir insan. Eğer bir zorIukIa karşıIaştığınızda acele etmeyin paniklemeyin sabredin, çünkü hiçbir güçIük yoktur ki arkasından koIayIık geImesin. Panik yok. Kimi saltanat sürer kimi normal yaşar kimi de çile çeker, sonuçta herkesin gideceği yer aynı yer.
Boşa giden zamanınıza üzülmenize gerek yok, çünkü rüzgarı kovalayamazsınız. Hayatta öğrenilecek çok şey var, ama her şeyi keşfedecek kadar uzun bir yaşamımız yok. Mesele son durağının neresi olduğu değil, asıl mesele hayat mücadelesinde, kimsenin hakkını ve hukukunu yemeden hangi durağa kadar geldiğimizdir.