Dünya öyle bir hal almıştı ki ne insanlık ne de dostluk kalmıştır. Her şey maddiyata dayanmıştır.
İnsanların değeri maddiyatla ölçülür ve ona göre değer verilir bir duruma gelmiştir. Zalimlik diz boyu yükselmiş insanlar yerlerinden yurtlarından sürülmüş ve bu sürülen insanlar ya ölmüşlerdir yollarda ya da perişanlıklar içerisinde hayatlarına devam etmek mecburiyetinde kalmışlardır.
Neden niçin kimse hakkına razı olmadan başkalarının haklarını ellerinden zorla alınıyordu. Halbuki bu dünya herkese yeter de artar bile, yeter ki herkes hakkına razı olsun. Kimse yarınını düşünmüyor daha önce zulüm edenlerin sonlarının ve akıbetlerinin nasıl bittiğini bilmiyorlar mı?
Değer mi üç kuruşluk dünya için. Halbuki kendi halinde düzenli yaşayan insanlara; Bir miktar dua, bir tutam da umut yeter de artar. Daha ne olsun. Şikayet edenlerden değil şükredenlerden olduktan sonra hayat da yaşamaya değer. Kimse şükür etmiyor, Niye mi şükretmeliyiz; sağlığımız yerinde yaşıyoruz. Bu şükür etmeye yetmez mi?
Evet sağlık kadar paha biçilmez bir değer var mı? Sağlık elden gittikten sonra karun kadar malın olsa ne fayda. Acaba kimseye bir faydası var mı? Hani derler ya insanın bir yeri acıdığında canı orada derler. Görünmeyen bir virüs bütün dünyayı evine kapattı.
Lüks araban var binemedin paran var harcayamadın neye yaradı can sağlığı kadar önemli oldu mu? Olmadı. O zaman hak ve hukuk kadar güzel bir şey var mıdır? Değer mi hak yemeye değer mi zülüm etmeye değmez.
Herkes kendi hal ve hareketini iyi bilmeli nefsini ona göre ayarlamalı. Her halde bundan sonra hiç bir şey eskisi gibi olmayacak gibi görünüyor. Dünya malı için değil de dostluklar güzellikler için mücadele etmek daha da çok iyi olacak.
Umarım insanların değeri maddiyatla ölçülemez bundan sonra.
Sağlıkla kalın, ama evde de kalın…