Hayatta iki nokta vardır. Biri zirve, diğeri dip. Zirveye çıkanlar daha fazla tutunamadıkları için düşerler; diptekiler ise daha fazla aşağı düşemeyecekleri için yükselmek için çırpınırlar.
Sonuç aynı. Servet yiyebileceğiniz kadardır. Azı zulüm çoğu da başa beladır. Zamanın temposu çok hızlı su misali gibi akıp giderken, hayat iki nokta arasındaki mesafeler kadardır. Dolayısıyla hayatın nabzı sınırsız değil, dünyanın bile bir tahammül sınırı vardır.
Onun için ölüm, iki nokta arasında yıllarca gidip gelmekten başka bir şey değildir. Biliyor musunuz hayat kırıldığı zaman yeniden bir araya getirilmesi çok zordur. Yalancıktan göz boyamak için onarılan kırık parça üzerine ne sürersen sür, kırılan ve yapıştırılan nokta her zaman göz önünde kaldığından dolayı unutulması mümkün değildir. Onun için, hayatın püf noktası iyi belirlemek lazım, hangi köprülerden geçileceğini, hangi köprülerin yakılacağını bilmelisiniz.
Çoğu zaman sadece sonuçlar için yaşıyoruz, halbuki önemli bir noktaları hep unutuyoruz. Çünkü çıkış noktasını kendimiz bulmalıyız, yoksa çıkış noktası kendiliğinden bize gelmez. İnsan nereden geldiğini, kim olduğunu asla unutmalıdır, Çünkü siz unutsanız da çevrenizdeki insanlar unutmaz. Zirve basamaklı bir merdivene benzer yükselmek için basamakları basarak yükseğe en doruk noktaya kadar gitmek ister insan, çıkarken düşünmez neden derseniz gözü hep yükseklerde olduğundan dolayı geri geldiğinde aynı insanların onu beklediğini bilmez.
Biliyor musunuz üç tane nokta art arda konulduğu zaman bir boşluğa işaret eder, bu noktalama işaretlerinin en anlamlısıdır. Neden derseniz üç nokta boşluk bıraktığına göre insanın son noktaya geldiğini ve üç nokta ile son bulur. Bazen hiç bir ortak noktası olmayan ve hiç bir zaman ortak noktasında kesişemedikleri gibi aynı noktada buluşmaları mümkün olmayanların insanların aynı noktada kalmak için diretmelerine gerek var mı. Eğer son noktayı koyduğunuzda aynı noktaya geri dönüşünüzün olmayacağını ve aynı noktaya geri dönmeniz halinde hiç bir şeyin eskisi gibi olmayacağını unutmayınız. Gerçekten son nokta çok önemlidir, günü ve zamanı geldiğinde son noktayı koymak gerekir.
Yoksa hayat son noktayı koyar.