Hırs ve doyumsuzluk.
Hırs ve doyumsuz olan insanlara bu dünyanın bütün nimetlerini verseniz daha yine de doyuramazsınız. Halbuki bu dünyanın bütün nimetleri tüm insanların ihtiyaçlarını karşılayabilir ama bazılarının gözünü doyuramaz. Çünkü Bazı insanlar yemekle doymak nasıl doymak bilmiyor, dünyayı versen yine de doymazlar. Hep aç gözlü kalırlar. Mala, mülke doymayan maldan, mülkten başka hiçbir şeye önem vermeyen, ihtiyacı kadarından fazlasını isteyen, mal, mülk sahibi olmayı hırs haline getirmiş paradan başka düşünecek vakti olmayan insandan ne beklenir ki.
İnsanların hırsı ve açgözlülüğü yüzünden mutlu olmamalarının tek nedenidir. Hırs ve para düşkünlüğü, olan insanlar belki de bütün diğerlerinden daha fazla değer paraya vermektedirler. Para fırsat ve toplantıların sonu bir yerden sonra yerini hüsrana bırakır. Buraya kadar sadece para hırsından başka başka bir şey düşünülemez tek düşünce daha fazla katlanarak giden bir hırs.
Bu son noktaya kadar kimsenin aklına gelmediği gibi akıllarına dahi kimse getirmez. Son noktaların sonunda her zaman acı gerçekler gelir. Çünkü giden zamanın bir daha geri dönüşü yoktur. Keşkeler fayda etmez. Son nokta da herkes bir birini suçlasa da hiç bir şeyin kıymeti kalmamış olur.
Ne mal ne para nede giden değerler, çünkü artık her şey değersiz olmuş ve değerini yitirmiştir. Ne kendisine ne kalanlara bir faydası olmayan değersiz ve sorunlarla dolu bir mirastan başka bir şey kalmamış oluyor. Onca hırsın bedeli de ağır olur. Gün gelir bedel ağırlaştıkça yaşlanan beden ve miras için bakan bakışların altında ezilmekten daha acı ne olabilir ki.
Halbuki en mutlu olan insanlar İhtirassız insanlardır. Bu insanlar kendi beklentilerinin dışında başka bir beklentileri olmadığından dolayı mesut ve bahtiyar olan bu insanlardır. Ne hale geldik insanlık denen şeyi yitirdik, aç gözlü, doyumsuz, mutsuz, sıkılgan, kalbi bile sanal dünyaya bağlı, aklı ve ruh ipleri başkalarının denetiminde olan canlılar olduk. Bir an önce zengin olmak, zengin yaşamak uğruna her türlü suç işlemekten vaz geçmeyen insanlarda ne örf nede ananelerimiz kalmıştır.