Tüm idealistler, hizmet ettikleri davaların her şeyden önce dünyanın tüm öteki davalarından üstün olduğunu düşünürler. İdealsiz insan ve topluluklar, gelişi güzel denize atılan mayınlar gibidir, ne kendisine ne de atana bir faydası düşünülemez.
İdeale erişmeye çalışmak, çoğu kere hayal kırıklığının başlangıcıdır. Onun için idealistler kendi davalarının biraz olsun başarılı olması için, bu davanın tüm öteki insanların daha mutlu ve huzurlu olacaklarını sanırlar, daha kötü olacaklarını kesinlikle inanmak istemezler. İdealistlerin kendi ideallerinin doğru olacağından o kadar eminler ki kayıp edeceklerini akıllarının ucundan bile geçirmezler.
Yaptığınız şeyler için pişmanlık zamanla geçer, ne var ki, yapmadığınız şeylere pişmanlığın çaresi yoktur. Çünkü son pişmanlık çare değildir Halbuki bir kez olsun idealizim için yürünmüş bir yola düşenlerin sayısı çoktur, hedefe ulaşan çok azdır. İdeal denen şey bir yıldıza benzer, ona hiçbir zaman yetişilemez; ona ulaşmaya çalışmak, çoğu kere düş kırıklığına neden olabilir.
Tıpkı denizciler de olduğu gibi, bize de yolumuzu gösteren odur derler, ama hiçbir şey dünyanın son medeniyeti değildir. Eğer başkalarının size ideal kazandırmasını beklerseniz, ömrünüzün sonuna kadar beklemek zorunda kalırsınız.