Hüzünler sorunlar dertler ve problemler neden hep gece başlar. Düşündükçe bütün bir geceyi uykusuz geçirmenize sebep olan şeyleri bir nefeste ne anlatabilirsiniz ne de çözebilirsiniz.
Önce içinize atarsınız, sonra da susarsınız sustukça içinizde birikimler başlar buda geceleri uykusuz ve yorgun olmamıza neden olmaktadır. Keşke içinizdeki birikimleri bir dağa çıkarak avazımız çıktığı kadarıyla sesimiz kısılıncaya kadar bağıra bağıra içimizdekilerini çıkartıp yere dökebilseydik.
Olmuyor ne bilinç altımızdan ne de içimizden çıkarıp atamıyoruz. Her aklımıza geldiğinde dünyamız sarsılıyor dengemiz bozulmaya başlıyor. Şaşırıp kalıyoruz. Ne yapsak nasıl bir adım atsak, gün kasvet gece kasvet. Bulutlar, sisler içinde bunalıyoruz, karanlıklar adeta zindana dönüyor, bir türlü sabah olmuyor. Her karanlık gece doğacak güneşin habercisidir. Herkesin gecesi ile güneşi de farklıdır. Çünkü insanın içindeki birikimler farklı olduğu gibi bazı gecelerin sabahı yoktur yalnızca karanlık olarak kalır.
Bazen her şeyi unutmak için uyumak gerekiyor ama bırakın uyumayı rüyalara bile hasret kaldığımız geceler vardır. Her şeyin zamanı var, yaşamanın, sevmenin ve ölmenin zamanı. Uyumanın zamanı gelmesine geliyor ama uyuyabilmek nafile. Geceler, sonsuz gibi görünür. Gelmez dediğin dertler hep gece gelir başımıza. Oturup ağlamaya başlayınca gece uzun dert uzun hüzün sarar her yanımızı.
Geceler de sonsuz değildir. Sadece birikimler den dolayı bir türlü sabah olmuyor. Siz bitti sandığınızda bile bitmez hiçbir şey. Hatta üstüne üstlük daha fazla yağmur damlası gibi üzerinize yağmaya başlar. Böylece daha fazla dert açmazdım kendi başıma demekten kendimize alamıyoruz. Sorunun tek çözüm bulan yanıtı neyi beklediğinizi biliyorsunuz. Güneşin doğuşunu umut eder gibi bekliyorsunuz beklemenin bir ışığa dönüşmesi için kim bilir kaç gece dua ettiğinizi yüreğinizi sızlatan ve yüreğiniz de filizlenip umut ettiğiniz gecenin geçmesi için Allah’a yalvardığımızın hesabını acaba kim verebilir.
Sağlıklı, mutlu ve huzur içinde geceler olsun.