Herkes bilir kimsenin bu dünyada sağ kalmayacağını, ama kendisinin öleceğine inanmak istemez. İnsan her gün ölümez, ne zaman ölür bilirmisiniz; tembellikten, inançsızlıktan ve hayatı yaşamaya değer kılmayı becerememekten dolayı ölür.
İyi geçen bir gün nasıl mutlu bir uyku getirirse, iyi geçen bir yaşam da mutlu bir ölüm getirir. Fazla düşünmeye gerek yoktur. Çoğu zaman acı gerçeklerden kaçmak mümkün değildir. Hayaller ve gerçekler yarışır. Hayaller hep önden gider; Ama her zaman gerçekler kazanır.
Bazen insan canı sıkıldığı için mi öyle, yoksa gerçekten acı mı çekiyoruz bilmiyorum. Bazen düşünüyorum, gerçekten insanın mükemmel bir dostu olsa. Ona, şöyle, içine sindire sindire, kocaman bir sarılsa. Yüreklilikle bütün acı gerçekleri onunla paylaşsa ne harika olurdu. Ne diyeyim. Bildiğim bir gerçek var ki. Sahte olan her duygu ve davranış aslından uzaklaştırıyor insanı. Oysaki ölüm kadar her şeyin gerçek olacağını umut etmiştim. Dünya kadar yalan her şeyin tozpembe yalanlar olacağını kim bilebilir ki.
Bazen sorarlar insana korkarmısın ölümden? İnsan hiç korkar mı yaşadığı onca yalandan sonra tadacağı tek acı gerçek var oda ölümden başkası yalan. Bu dünyada akılda kalıcı tek şey var oda yaşadığımız anılarımız. Gerisi yalandan kullanılan sevgi sözleri . Gerçekler ise yerin altında beklediğini kimse aklına bile getirmez. Ben şaka yaparken, gerçekleri söylerim; çünkü gerçekler dünyanın en gülünen şakalarıdır. Hani derler ya her şakanın altında bir gerçek vardır. Aynen öyle. İnsan bazen hayatta herkesten kaçsa da kendinden kaçamaz, yalanlarla yaşasa da gerçeklerden uzaklaşamaz. Bazen insan ne yaparsa yapsın, karanlıktan kaçsa da aydınlığa ulaşamaz. İşte hayatın acı gerçekleri bu.
Başka söze hacet yoktur. Sadece acı gerçeklerle yüzleşmek bazen iyi olur. İnsanlar da sevgi, şefkat, merhamet ve ızdırap çekmek diye hiçbir şey kalmamıştır. İnsanı en çok acıtan şey, hayal kırıklıkları değil, yaşanması mümkünken yaşanmayan mutluluklardır.