Bugun...


Tamer UYSAL

facebook-paylas
ZEYTİNİME DOKUNMA... -4- 01-04-2021
Tarih: 01-04-2021 10:08:00 Güncelleme: 01-04-2021 10:08:00


Ortadoğu petrolü için niye bunca kavga veriliyor. Çünkü buradaki petrol dünyanın en nitelikli maliyeti en düşük petrolü. Tıpkı Z.Yağı da öyle. Dünyanın en yararlı bitkilerinden. Hatta belki de en iyisi. Yüzyıllardır. Kaynaklara göre onbinlerce senedir. Antik kalıtlarda bilhassa anforalarla taşınan yegâne metanın yani ticaret malının altın sıvı, zeytinyağı olması bunu göstermiyor muydu? Kısaca özetleyecek olursak sen şişirme mısırı kullan diye sana reva görülen mısır yağı margarinin tıpkı petrolde olduğu gibi bazı çuşlar kanalıyla (çok uluslu şirketler) el oğluna taşınmasından ibarettir. Süttozuna razı edip Kore'ye itelendiğimiz günlerin hik’ayesi… Bir Akdeniz ağacı olan zeytinin yağından mevcut bakımdan hallice olmayan ABD Mısır yağını dolara dönüştürmek için ya kendi kullanacak ya da sana satacaktı İkincisini tercih etti. Bugün ABD tohumculuk ve tahıl tekelleri NBŞ (Nişasta bazlı şeker) üretimi yaparak da petroldeki siyaseti tarıma da bulaştırmış görünüyorlar. En açık örneği Ukrayna olaylarıdır. Buradaki hadiselerin de bu ülkedeki hükümetin tahıl üretimine koyduğu kotadan kaynaklandığı sanılmaktadır.

Daha dün Yırcalı'da yaşananların arkasında yatan görüntü bana devrim arabaları hadisesini de çok yakından anımsatıyor. Hani şu benzin yüzünden yolda kalan 4 arabanın hikâyesi. O da bir yutturmacaydı. Elbette “Adı devrim olan bir arabanın sokaklarda dolaşmasına zaten izin vermezlerdi, vermeyeceklerdi. Yoksa bugün memleketin müsrifliğinin bir nolu dış masraf kaleminin otomobil ve yakıtı olmaması hiçten bile değildi…

Bir yazar zeytin için, "tarihin tanığıdır, bir hikâyedir, şiirdir, ağıttır, acıdır, hüzündür ve mutluluktur." demişti. Tıpkı Roni Margulies  şiirinde olduğu gibi:

Her geçtiğimde yanından bir zeytin ağacının
sormak gelir içimden: Anlatsana ihtiyar,
küçükken daha sen nasıldı bu topraklar,
kimler geçer yanından, kimler giderdi?

Fenikeliler getirmiş diyorlar buralara seni.
Tuzlu muydu Akdeniz’in suları o zaman da?
Yakıcı mıydı böyle yine öğle güneşi?
Neye benzer, neler düşünürdü Fenikeliler?

Uzun yaşamak kolay. Ya hatırlamak her şeyi?
Sallayıp gövdeni zeytin toplayan insanların
değiştiğini görmek yaklaşık otuz yılda bir,
babadan oğula, izledikçe nesiller birbirini?

Her geçtiğimde yanından bir zeytin ağacının,
düşünmeden edemem: yaslanıp yaşlı gövdesine
kimler dinlenmiş, kimler uyuklamıştır acaba
ılık bir yel eserken yapraklarının altında?

Sorasım gelir her defasında: Anlatsana ihtiyar,
neler gördün, neler kaldı yüzyıllardan aklında?
Nasıl insanlardı Haçlılar? Eski Yunanlılar?
Korkunç muydu Aksak Timur denildiği kadar?

Evet, diye fısıldar yemyeşil yapraklar adeta:
“Koca koca ordularıyla geçtiler önümden hepsi,
gümüş kakmalı kılıçları, ipek takımlı atlarıyla.
Geçtiler… ve gittiler ama işte, yoklar artık hiçbiri.
Buradayım ben hâlâ

Ve tıpkı devrim arabaları aslında unutulan devrim gibi zeytinin şanlı hikâyesi de dışa hibe edildi… Zeytinler türküdeki gibi derdest edilirken Bursa'nın, Türkiye'nin hatta Dünya'nın en incancıl en dostane duygusu olarak barış ve simgesi de çıkarlara feda edildi…

 



Bu yazı 1501 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Linkedin RSS
YAZARLAR
GAZETEMİZ

HABER ARA
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
YUKARI