b. Boğaz’dan geçen/geçecek gemi miktarında bu şekilde bir azalma olmasının yanında hali hazırda gemilerden Boğaz geçişleri esnasında alınan ücretin miktarı , geçiş ücreti ile finanse edilmesi düşünülen kanal İstanbul’un maliyetinin karşılanması açısından önemlidir.
Boğazlar’dan geçen her gemi fener, sağlık ve tahliyesi için para öder, kılavuz ve römorkör hizmetleri ise kullanılırsa faturalandırılır.
100.000 tonluk bir gemi için, 6 aylık süre için fener, sağlık ve tahliyesi hizmetlerinin bedeli yaklaşık 46.817 $ ‘dır. Kılavuz kaptan talep edilirse bedeli 16.000$’dır.
Durum böyleyken Kanl İstanbul’un finasmanı için her gemi geçişinden alınacağı iddia edilen 100.000 $’lık ücret uygulamaya geçebilecek özellikte görülmemektedir.
Kanal’ın yaratacağı tek avantaj geçiş için beklenen sıranın süresini azaltmak gibi görünse de gemilerin tonajlarının gittikçe artması nedeniyle Kanl derinliğinin yetersiz kalabileceği gerçeği karşısında avantaj özelliği azalmaktadır.
SONUÇ:
Sayılan bu kadar mahzurunun yanında ülkeye ve vatandaşa tek bir faydası olmayan Kanal İstanbul Projesi kapsamında ilk ihale olarak “ Dursunköy ve Odabaşı Köprülerinin Rekonstrüksiyon” ihalesi 26 Mart 2020 tarihinde yapılmış olup, “ Kanal İstanbul İhalesi”nin de 2020 yılının sonuna kadar yapılacağı açıklanmıştır.
Dünyanın ve dolayısıyla Türkiye’nin de virüs salgını kapsamında diğer bir çok alanda olduğu gibi özellikle ekonomik alanda büyük sıkıntılar çektiği ve ayrıca Büyük İstanbul Depremi’nin olduğu bir dönemde –şimdilik olarak- maliyeti 75 Milyar $ olarak açıklanan dışgüç kurgulu bu ütopyadan Türkiye’nin bir an önce vazgeçmesi ve bunu tüm dünyaya beyan etmesi gerekmektedir.
Bugün ( 17 Kasım 2020) Çevre ve Şehircilik Bakanı, Kanal’ın “ Yap, İşlet, Devret Modeli”yle yapılacağını bildirmiş-devlete maddi bir yük getirmeyeceğini kastederek-olmasına rağmen bu modelle yapılmış yol, köprü, tünel, hastane, havaalanı vb. nin hazineye getirdiği inanılmaz yük herkesin malumlarıdır.
Bu nedenle devlet buraya harcayacağı parayla salgının yaralarını sarsa ve de deprem öncesi tüm İstanbul’da kentsel dönüşümü tamalasa ülkeye ve vatandaşa en büyük hizmeti yapmış olur ki anılan Kanal maliyeti tutarı bu iki büyük ihtiyacı fazlasıyla karşılayacak miktardadır.
Bu arada; beklenen Büyük İstanbul Depreminin şiddetin,in 7,1 ile 7,4 arasında olacağı ve olası şiddete göre de İstanbul’daki binaların %25 ile % 43’ünün yıkılacağı bununla bağlantılı olarak Kanal İstanbul’un yatağının kazılması esnasında yapılacak yeraltı tahriplerinin:
- Deprem fay hatlarını daha erken ve daha şiddetli olarak harekete geçireceğini,
- Yeraltı sularının kaybolmasına ve/veya kalitelerinin bozulmasına neden olacağı, ehil ve yetkili nice bilim insanları sürekli gündeme getirmektedir.
Başkasının heves ve menfaatine alet olmak yerine aklın ve bilimin sesine kulak vererek ülke ve vatandaşın sağlık ve refahını düşünmek bir insanlık gereği ve görevidir.