Bugun...


Tahsin ATAİZİ

facebook-paylas
SARIKAMIŞ ve ŞEHİTLERİMİZ -2- 29-12-2018
Tarih: 29-12-2018 08:40:00 Güncelleme: 29-12-2018 08:40:00


Sarıkamış’ta yapılan hata çok büyük ve sonuç ise tam bir felaket... Enver Paşa bile durumu, kendisini Ulukışla’dan uğurlamaya gelen amcasının oğlu Halil Paşa’ya “Kuvveyi külliye mahvoldu!” diyerek özetliyor. Ama Başkumandan vekili Enver Paşa, gerçekleri halktan, herkesten gizliyor ve elinde bulundurduğu basına da katı sansür uyguluyor… Halk uzun süre bilgisiz bırakılıyor.

Evet, bu acı deneyimden çok önce Enver Paşa, alay tümen kolordu gibi sıralı kumandanlıkları yapmadan tecrübesiz ve tepeden inme gelerek sadece 33 yaşında başkumandan vekili (Başkumandanlık her zaman padişahlara aitti) ve ordu kumandanı olmuştu. Kendisine yapılan gerçekçi uyarıları hiç dikkate almayan, Almanların büyük tesiri altında bulunduğu belgelerle iyice anlaşılan; ancak teşkilatçılığı ve Balkanlarda çete harplerindeki kahramanlıklarıyla ün salan Babıali baskıncısı, Edirne fatihi, damadı şehriyarı Enver Paşa, Yavuz ve Midilli’li Osmanlı Karadeniz donanmasını emrine verdiği Alman Amiral Suchon’a da hükümetin bilgisi olmadan “Karadeniz’e açılıp Rus donanmasını vurmak” gizli yazılı emrini bizzat vermişti (2014 yılında belgeyle kanıtlandı).

İmparatorluğu 1. Dünya savaşına böylece tek başına bir oldu-bitti ile sokan Başkumandan, Köprüköy’de zaten savaşmakta olan ordu kumandanını pasif bulduğu için, doğruca doğu cephesine karargâha gidiyor.  Geldiğinde de "Kışı bekleyelim, yazın taarruz edelim!" diye neredeyse yalvaran ordu kumandanı Hasan İzzet Paşa’yı da aynı görüşteki diğer üst rütbelilerle birlikte derhal topluca emekli ediyor ve emir kumandayı bizzat kendisi devir alıyor.

"Balkan harbi mağlubiyetinin kara lekesini silmek, çok inandığı askeri dehasıyla yeni bir Tanenberg zaferi yaratmak için ve de 36 yıldır Rus işgalinde bulunan serhat diyarı Kars'ı (daha uygun yaz koşullarını bile bekleyemeden) alelacele kurtarayım" derken Enver Paşa mevcut durumun çok daha kötüleşmesine bizzat sebep oluyor. Kısacık bir başkumandanlık süresi içinde kendi emrindeki, daha seferberliğini bile tam tamamlayamamış dile kolay 60 bin ocak, memleket evladı dağda taşta tipide ve Sarıkamış'ta resmen yok oluyor. Yani, Sarıkamış bozgununun hemen sonrasında ve sadece bir buçuk yıl içinde, çarın ordusu Anadolu’nun böğrüne doğru taarruzunu sürdürüyor ve ne yazık ki tam tersine bir durumla üstelik Erzurum, Erzincan, Trabzon dahil çok büyük bir toprak parçası Çarlık Rusyasına terk edilmek zorunda kalınıyor. Üstelik o işgal yıllarında oralarda çok büyük acılar da yaşanıyor …  

Daha sonraları Falih Rıfkı, ancak Kurtuluş savaşı sayesinde yine kanla ele geçirilecek olan o kaybedilen topraklar ve verilen ağır zayiat için; “Biri yumruklarını sıkıp sorsa ve de dese ki, dostlar siz ne yaptınız, şu ordularca Türk’e nasıl kıydınız? Bu seçkin askerler yaşasaydı da Mustafa Kemal Paşa düşmanı denize daha önce ve kolay dökseydi daha iyi olmaz mıydı?”. Bugün bu akılcı soruya aramızda hayır diyebilecek kaç kişi vardır ki acaba?

Mehmetçiğin hedefine ulaşmak doğrultusundaki o insanın dayanma gücünün çok çok üzerindeki uzun yürüyüşleri ile çelik iradesi ve cephede panik olmaması hariç, bu ağır mağlubiyeti sonucu itibarıyla, hala net bir mağlubiyet değil de sanki bir destanmış gibi göstermek, korkunç bir felaketten neredeyse şovence bir zafer çıkartmak kimin, ne işine yarayabilir ki? Yakın tarihten bugüne yönelik dersler çıkartmak yerine, yine benzer destanlar mı yazılsın? Moda olduğu için ani türeyen tüm sözde tarihçilere duyurulur…

Belli bir kesim günümüzde sürekli, " Ama Enver Paşa önceki 1877-78 Osmanlı Rus savaşında kaybettiğimiz Kars’ı Sarıkamış harekatıyla geri almak istedi! Hem 1. Dünya harbine istesek de istemesek de zaten girecektik! " diyerek, her şeye rağmen bizim için kuşkusuz bir değer olan Enver Paşa'ya bazı bahaneler üretip, bugünlere yönelik ağır ve haksız siyasi roller yüklemeye çalışmaktadır. Onun Sarıkamış'taki büyük hatası da duygusallık içinde ısrarla bugün de görmezden gelinmeye çabalanmaktadır…   

Enver Paşa kışın ortasında alelacele, bizzat kendi inisiyatifiyle bir anda Sarıkamış kuşatmasını başlatınca “60 bin ocağın sönmesi pahasına da olsa” her şeye rağmen o cüretkarlığıyla ilk başlangıçta şaşkına dönen Ruslara, 30 binden fazla asker kaybettirmiştir. Böylece de bu cephedeki Rus ordusunun Sarıkamış bölgesindeki bir kolordusunu ‘Doğu Almanya cephesine takviyeye göndermekten’ de vaz geçmek mecburiyetinde bırakmıştır. Enver Paşa’nın bu olağanüstü gayreti sayesinde, Almanların Doğu Avrupa/ Rus cephesindeki yükü ise, daha da hafiflemiştir. Ancak Çar, böyle sıkıştıkça İngiltere ve Fransa’dan daha fazla yardım istemiş ve bu da Süveyş, Çanakkale, Galiçya vs. gibi diğer cephelerin açılmasına da sebep olmuştur. Sonunda, bu çok can ve kan sebil ettiğimiz teşebbüs, Sevr anlaşmasına, yani Osmanlı İmparatorluğu’nun parçalanmasına kadar giden bir yolun açılmasına da neden olmuştur.

İşte hayalleri gerçeklerin önüne geçmiş, bazı makul tarihçilerin söylemiyle “hatalı kahraman” Enver Paşa’nın, hırsla cepheye gelip, sorumluluğu devir alarak sadece 4-5 hafta için kumandanlık ettiği ve resmi kayıtlarımıza göre 60 bin memleket evladının feci şekilde sebil olduğu, doğru adıyla “1914 Sarıkamış Kış Kuşatması Seferi” tepeden inme bir hırs ve keyfi kararlar zincirinin sonucunda oluşmuştu. Günümüzde 90 bin kayıp lafını edenler ne yazık ki Çarlık Rusya’sının başarısını gerçek dışı olarak arttırmış olmaktadırlar….



Bu yazı 3345 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Linkedin RSS
YAZARLAR
GAZETEMİZ

HABER ARA
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
YUKARI