Türkiye’nin güney doğusunda bir dram yaşanıyor..
Batısında ise ayrı bir vahşet var…
Konu Türkiye olunca doğuda da batıda da tüm sinir hatları geriliyor.
Ama Türkiye paylaşılamayan da bir ülke…
Avrupa ve Suriye ve de İran ile Rusya, insanlık dışı eylemler yaparken sessiz kalan güçler kimi zaman siyasal nedenlerle Türkiye’nin yanında yer alıyor…
Türkiye’nin 5 milyon sığınmacıyı barındırmasına ses çıkarmayan batı kapıları açınca kıyamet koparıyor ve aşağılık tedbirler alıyor.
Aslında aşağılık sözü yeterli değil.
Sınırdaki dikenli tellere jilet ekleyen bir mantığa bir şey diyemeyen BM ve dünya, Rusya’ya savaş suçu işledi diyerek yargı yolunu açmaya çalışıyor.
Bilindiği gibi Dünyanın ilk daimi uluslararası savaş suçları mahkemesi olacak Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), ABD'nin sert muhalefetine rağmen kurulmuştu.
ABD’nin korkusu bir gün bu mahkemede yargılanmaktı.
Yine bilindiği gibi; Uluslararası Ceza Mahkemesi (kısaca UCM), kuruluş belgesi Roma Statüsü olan, savaş suçları, insanlığa karşı işlenen suçlar, soykırım suçları ve saldırı suçlarına bakan uluslararası bir mahkemedir. 1 Temmuz 2002 tarihinde kurulmuş ve 11 Mart 2003 tarihinde çalışmaya başlamıştır. Mahkeme binası "Ev Sahipliği Anlaşması" yaptığı Hollanda'nın Lahey kentinde bulunuyor.
Merkezi Hollanda'nın Lahey kenti olan UCM, 1 Temmuz 2002'den itibaren sözde soykırım, insanlığa karşı suç ve savaş suçuyla ilgili davalara sözde bakmaya başladı, başladı da göçmenlere karşı jiletli tel geren insanların bindiği botları batırarak ölüme terk edenler için niye tık yok..
Bir insanlık suçunda bile ayrım yapan bir adalet sistemine saygı duymak ne kadar doğru…
Bugün BM’de Rusya’yı haklı olarak savaş suçlusu saymaya zorlayan ABD niye Yunanistan için ses çıkarmaz..
Çeşitli ülkelerde görev yapan Amerikalı barış gücü askerleri için dokunulmazlık elde etmek isteyen ve bu hareketi, 69 ülkenin onayladığı UCM'ye karşı bir kampanya olarak değerlendirilen ABD, mahkemenin ulusal egemenliğini ihlal edeceğini ve ülke sınırları dışında çalışan Amerikalı yetkililere ve askerlere yönelik siyasi amaçlı yargılamaları gündeme getirebileceğini savunuyor.
Şimdi, sırtını ona dayamış, dünyayı ateşe verdikten sonra sözde adalet dağıtmaya çalışıyor..
Batsın senin adaletin…