Yakında tüm ülke nüfusu mahkum sayısına yaklaşırsa şaşırmayacağız.
Aslında haksızlık yapmayalım, yandaşları hariç tutalım!
Demek ki %60 lık kısım mahkum sayımıza dahil.
Daha dün ne dendi?
“Mimledik, kayıt altına aldık”
“Her şey çok güzel olacak” sloganı gibi masum ve iç açıcı bir cümleden bile rahatsız olan ve yasaklayan zihniyet, bu solganı söylemekte ısrar edenleri, RTE’ı desteklemeyenleri mimlediklerini, kayıt altına aldıklarını ve gereğini yapacaklarını söyleyip durmuyorlar mı?
Mimleme sözcüğüne bir göz atarsak, “Hoşa gitmeyen ya da iyi olmayan bir davranış dolayısıyla birini hakkında iyi düşünülmeyenler arasına koymak, işaretlemek.” Anlamını taşıdığını görürüz. Ama sorarız da!
Kime göre? Biz birisinin hoşuna gitmedi diye yasalara aykırı olmayan, en saf ve sıradan cümlelerden bile vaz mı geçeceğiz? Hadi vaz geçtik diyelim, nereye kadar?
Bu kadar keyfiyet olabilir mi?
Basit bir penye tişört alıyoruz, üstünde yazı varsa irkiliyoruz. Ya yarın bu yazı birilerinin hoşuna gitmez de sırf bu nedenle bizi içeri atarlar mı diye düşünmekten bıktık usandık!
Elimizde yasaklanmış sözcükler listesiyle gezmemize az kaldı!
Hırsız diyemeyiz, alınıyorlar, sahtekar diyemeyiz, kızıyorlar, Yarası olan gocunur hiç diyemeyiz, çıldırıyorlar…
Biz bu dünyaya RTE ve sülalesini mutlu etmek için gelen köleler miyiz?
Eeee ne yapacağız biz?
En iyisi mahkumlara geri dönelim!
Son 15 yılda tutuklu ve hükümlü sayısı yüzde 275 artış göstermiş. Yine son 15 yılda kadın mahkûm sayısı yüzde 360 oranında artmış. Cezaevlerinde bulunan 223 bin 500 mahkûm, TÜİK verilerine göre Ardahan, Artvin, Bilecik, Çankırı, Kilis, Tunceli illerinin nüfuslarından daha fazlaymış!
Utanç kaynağı bu tabloya ek olarak, cezaevi yapımını kolaylaştırarak, 20 il ve ilçede 2-3 yılda tamamlanacak cezaevi ihaleleri açıp, Erzurum’dan Van’a, Tokat’tan Bodrum’a, İzmir’den Samsun’a, Kırşehir’den Çorlu’ya, tüm ülkeyi cezaevleriyle donatmaya başlamışlar…
2016 verilerine dayanarak, Avrupa Konseyi, Türkiye'nin cezaevlerinde tutulan tutuklu ve hükümlü sayısı bakımından Avrupa'da 43 ülke arasında birinci sırada yer aldığını açıkladı.
Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 157’nci sırada bulunan Türkiye’de yaklaşık 10 bin gazeteci işsiz, 142 gazeteci cezaevinde, yüzlerce gazeteci hakkındaki adli davalar ve tazminat davaları görülmeye devam ediyor.
Türkiye için ‘dünyada en çok gazetecinin hapse atıldığı ülke’ tespitini yapan dünya basınında, “Onlarca medya kuruluşunun ortadan kaldırılması ve Türkiye’nin en büyük medya grubunun hükümet yanlısı bir şirket tarafından alınmasından sonra yetkililer, çoğulculuktan geriye kalan çok az şey üzerindeki baskıyı artırıyor. Geriye kalan az sayıdaki medya kuruluşu taciz altında ve marjinalize ediliyor.” demeciyle yaraya parmağı basmıştır…
Ne yazık ki Türkiye, nüfusa oranla cezaevindeki kişi sayısında da Gürcistan'ın ardından Avrupa ikincisi oldu. Türkiye'de her 100 bin kişiden 245'i cezaevinde bulunuyor.
Gerisi de yolda! Demokrasiyi savundun mu, hak, hukuk, adalet, insan hakları dedin mi, tecavüzcülere, fetöcülere, hırsızlara iç soruşturma açın diye sesini yükselttin mi, RTE’ın hoşuna gitmeyen laf dedin mi, desteklemedin mi, yanılıp şaşıp eleştirdin mi, bu mahkum sayısı daha da artacak!
Hadi bir deneyelim!
Her şey çok çok güzel olacak… Umudunu kaybetme çağdaş Türkiyem…