TÜRKİYE'DE EKİM 2019 AÇLIK SINIRI 2.058TL, YOKSULLUK SINIRI 6.705 TL...

Sevgili anneler, babalar bugünkü köşe yazımı sizler için yazdım çünkü ben de bir anneyim…

Çocuklarımızı bin bir emekle okutup büyütüyoruz! Aslında büyütmeye, okutmaya, geleceklerini bir şekilde garanti altına almaya çalışıyoruz her anne baba gibi…

 

Tabii iki yakamız bir araya gelebilirse!

 

Yapılan hesaplamalara göre, 2019-2020 eğitim-öğretim yılında aileler için eğitim masrafları önceki yıla göre "en az" yüzde 17 yükselmiş.  Hayat pahalılığı her alanda olduğu gibi, eğitimde de biz velileri ezdi. Okul masraflarının yükselmesi nedeniyle veli olarak sırtımızdaki yük misli misli arttı. 

 

Parasız eğitimin sadece sözde uygulandığı ülkemizde kayıt parası, kırtasiye masrafı, okul kıyafeti ücretleri ve servis ücretlerine gelen zamlar hepimizi daha da zora soktu. Kırtasiye malzemelerinde ortalama yüzde 6 ile yüzde 60 oranında bir artış olduğunu belirten kurumlar "Türkiye'de kağıt üretiminin durdurulması ve dışa bağımlılık, kırtasiye fiyatlarının fahiş oranda artmasına sebep olmuştur. Döviz kurlarındaki aşırı dalgalanma neticesinde özellikle kırtasiye fiyatlarında yüksek artışlar meydana gelmiş, bu durum çalışanların mutfağını etkilediği kadar çocukları için yaptıkları okul masraflarını da yüksek oranda etkilemiştir" demişlerdir.

 

Çalışanların ne yazık ki sesini çıkarmaya bile gücü kalmamış görünüyor şimdilik!

Bu durumdan kimse hoşnut değil ama sendikalı işyerinde dahi bu çaresizlik yaşanıyor. Sendika başkanları altlarına özel plakalı 1.8 milyon liralık BMW çekip, 30.000-50.000 lira arası maaş aldıklarını açıklayınca çalışan ne yapsın? Sendika sessiz kalıyor, insanlar da işsiz kalmaktan korkuyor ve susuyor!

Tabii nereye kadar?

 

Eğitim-Bir-Sen Stratejik Araştırmalar Merkezi bir öğrencinin eğitim maliyetine ilişkin bir araştırma yaptı. Bu araştırmada devlet okuluna giden her çocuk en az 250-300 Lira yardım yapılması gerektiği vurgulasa da iktidarımızın o kadar itibar kaynaklı masrafı var ki, iki çocuk okutan asgari ücretli bir ailenin maaşının yarısının mecburen çocukların eğitimine gittiğini ve ne halde olduklarını düşünemeyecek kadar Türk ekonomisini uçurmakla meşguller!

 

Ben lafı uzatmadan, herkesin çok iyi bildiği piyasa felaketinden ve halkın sabrının sonuna geldiğinden bahsetmeden, sizlere birkaç madde sunayım!

 Umarım aşağıda vereceğim Türkiye gerçeğimiz ilginizi çeker...  Hadi kendimizden geçtik, çocuklarımızın geleceğini kurtarmak için mutlaka eğitim aldırmalıyız ama ya sonrası?

Bir de bu var!

 

 

ÜLKEMİZDE;

• İşsiz sayısı 14 yılda 5 katına çıktı (2005/2019)

• 22 milyon 500 bin kişi asgari ücretin altında yaşam savaşı veriyor.

• Son 1 yılda 1 milyon 65 bin kişi işini kaybetti, işsizlerin gerçek sayısı 8 milyonu aştı.

• Türkiye'de her dört gençten biri işsiz

• Türkiye'de geçen yıl itibarıyla 12 milyon 971 bin 396 genç bulunuyor. Veriler, yaklaşık 3.5 milyondan fazla gencin işsiz olduğunu ortaya koyuyor.

• Türkiye'de geniş tanımlı işsiz sayısının 8 milyon 112 bin, işsizlik oranının ise yüzde 22.8 olduğunu açıklandı. 

• Son bir yılda, daha önce iş sahibi olan ancak krizde işini kaybedenlerin sayısı ise 748 bin oldu.

• Son bir yılda Türkiye ekonomisi tek bir vatandaşına yeni istihdam yaratamadı.

Uçuşa geçmiş Türk ekonomisinden kısa bir dipnot bunlar...

 

İnanın ileride çocuklarınız mutsuz olunca bunun vebali siz anne ve babaların boynuna olacaktır çünkü... (Çünküsü zaten belli)