Sadece 2019 Eylül ayında 53 kadın öldürüldü.

18 kadını eşleri öldürmüş…

6 kadını tanıdığı …

5 kadını sevgilisi …

3 kadını oğlu ...

2 kadını ağabeyi…

2 kadını da eski eşi…

17 kadını da kimin öldürdüğünü henüz tespit edilememiş!

Gazetede “Eylül ayında 53 kadın öldürüldü” haberi işte böyle, kısacık, kıyıda köşede, ufacık ve sanki çok normal bir habermiş gibi üstünkörü verilmiş.

Yazıklar olsun! 53 kadın! Tabii bunlar bilinenler, polise aksedenler!

Öldürülüp bir taraf atılmışlar, töre dedikleri ilkelliklere kurban edilenler, yakılan, parçalanan, gömülen ardı arkası aranmayan garipler yok bu haberde!

Kim bu katiller?  Yıllardır aramızda dolaşan bu caniler kim?

Nerde yetiştiler, kimler büyüttü bunları? Nasıl böyle vicdansız, merhametsiz ruh hastaları oldular?

Bu katilleri de analar yetiştiriyor değil mi? Yani biz kadınlar!

Kadınlar nasıl böyle gözler kapalı, bilgisizce, ileride yine bu canileri doğurdukları için ağlayacakları canavarlar yetiştiriyorlar?

Bilim insanları, saldırganlık eğiliminin genetik olmaktan çok, öğrenilen bir davranış biçimi olarak insanda var olduğunu belirtiyorlar. Bu da gösteriyor ki, sergileniş biçimini toplum belirliyor, ilk başta da en küçük toplum birimi olan aile! Yani, anne!

Yine bilim insanları, aileleri uyarıyor, küçüklüklerinden itibaren “sen özelsin, sen erkeksin, sen her şeye sahiplenebilirsin” öğretileri ile aile içinde ayrı bir yere konan erkek çocuklarının dünyaya bakış açıları da sadece bu yönde gelişiyor!

“Benim hakkım, benim malım, benim namusum” şartlanmaları çocukta kontrolsüz bırakılırsa kişilik bozukluklarına sebep verdiği gibi,  cinayete kadar götürebiliyor.

Ne acı ki, merhametsizlik ya da empati yokluğu, maalesef toplumumuza giderek yayılmakta ve daha kötüsü çocuklarımıza da ezilmemeleri için gerekli bir nitelik gibi sunulmaktadır. Giderek daha benmerkezci, sadece çıkarını düşünen, isteklerini elde etmek için her şeyi mubah gören, her şeye hakkı olduğuna inanan insanlarla doldu toplum.

 İktidarın aile yapısını bozan uygulamaları, din kisvesiyle kadını aşağılayan, her şey mubahtır kadın şeytandır öğretileri ile gelinen sonucu ise insanların gücünün yettiği yerde şiddet uygulaması olarak yansımaktadır. Çünkü haklıdır, kimse onun hakkını alamaz. Ortada dolaşan yüzlerce psikopat can almayı bile hakları sanıp öldürmeye devam ediyorlar.

Güçleri de en çok malları sandıkları kadınlara yetiyor!

Evet Anneler bu çocuklar, bu caniler ağaçtan toplanmıyor!

Bunları siz yetiştiriyorsunuz!

Bu tür rahatsız ruha sahip insanlar güçlerinin yettiği, çocuk, kadın, hayvan, bitki yani canlı ne varsa fırsat bulduklarında eziyet etmekten rahatsızlık duymaz, hatta zevk alırlar. Siz anneler çocuklarınız büyürken aslan oğlunuzun evdeki kız kardeşlerine, çevredeki kadınlara belki size bile, kaç kez yapılmaması gereken davranışlarda bulunduğunu gözlemlediniz, şahit oldunuz? Şöyle bir düşünün!

Kendi şiddet dolu kaderinizi olağan görüp bu tür eylemlere tepki vermedikçe, yetiştirdiğiniz çocukların evde ego abidesi gibi dolaşıp sağa sola emirler verip erkekçilik oynayarak büyüdüğünü izlerken ve siz “aslan oğlum” diye alkışlı kahkahalar atarken ileride neler olabileceğini hiç düşünüyor musunuz?

Bu arada bizim iktidar da kafayı kıskançlıkla bozmuş!

Bırakın iktidar istediği kadar dünyanın bizi kıskandığını söyleyip dursun!

Dünyada kadın cinayetlerinde ilk üç sıradayız, çocuk tacizlerinde, hayvan tacizlerinde de en başlardayız.

Eğitimde bile en sonlarda olan ülkemizi mi kıskanacak Batı?

Bence çocuklardan önce biz kadınları, anneleri eğitmek gerekiyor acilen!

Bir de iktidarı!

Ne dersiniz?