Zillet nedir ne demektir?
Hor görülüş, aşağılık, alçaklık.
O zaman bu ülkede yaşayan vatandaşların yarıdan fazlası alçak, aşağılık, pislik mi oluyor?
Ben kesinlikle zillet grubundan değilim. Zilleti de ne Cumhur İttifakına ne de Millet İttifakına yakıştıramam. Çünkü biz Yunus Emre'nin ilahi aşkla söylediği sözdeki gibi : "Yaratılanı severim, Yaradan'dan ötürü" felsefesine saygı duyan insanlarız.
Yaradan'ın yarattığı her şeye, hoşgörüyle, sevgiyle bakılmasını tavsiye ediyor Yunus... Ama ne acı ki, bu ülkeyi yönetenler sabah akşam ülkenin yarısına zillet diyor. O yarısının içinde milletvekilleri var, hakimler, doktorlar, savcılar, asker, çiftçi, polis, öğretmen var. İşçimiz, emeklimiz, akademisyenlerimiz, mimarlar ve mühendislerimiz, analar var, babalar var… Gençler var! Yani kısaca insan var, İNSAN!
Her dinden insan var.
Bir de dinimiz açısından bakalım mı?
Bizim dinimizin de, peygamberimizin de merkezinde hoşgörü ve insan sevgisi vardı. (Ne oldu dinimize?) Allah (c.c.) Kur'an-ı Kerim'de peygamberimiz hakkında şöyle buyuruyor: "Ey Muhammed! Biz seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik. "Birbirinize sırt çevirmeyin. Birbirinizle çekişmeyin. Kardeş olun ey Allah'ın kulları!" ve "Sizden biriniz kendi nefsi için istediğini din kardeşi için istemedikçe gerçek mümin olamaz." emirleriyle topluma güven, sevgi ve kardeşlik tohumlarını atmıştır. İnsanların sınıflandırılmasına karşı çıkan Rasulüllah, toplumda insanları cinslerine, renklerine, dillerine ve mali konumlarına göre ayırmamış, herkesi eşit telakki etmiştir.
Dünyada hiç bunun gibi bir ülke iktidarı var mı? Çıkacak meydanlara, televizyonlara ve vatandaşların yarıdan fazlası için basbas bağıracak: Zilletler, zillet ittifakı!
Yani, ülkesinin yurttaşlarının yarısını, hatta yarıdan fazlasını hor gören, aşağılayan, pislik diyen ve o dediği halkın vergisini alan ve kendi maaşını, tüm şatafatlı harcamalarının bedelini o vergilerden sağlayan başka bir iktidar, iktidar mensupları var mı? Vicdanlara soruyorum?
Bu hitap, ister Cumhur İttifakına yapılsın, İster Millet İttifakına, terbiyeli, kanunlara saygılı, ülkesini çok seven her yurttaş gibi beni de derinden yaralayan laflardan biri oldu ne yazık ki!
Kimsenin kimseye hakaret etme, aşağılama, küfür etme hakkı yoktur. İçinizden edin, bizler de içimizden ne küfürler ediyoruz ama adab-ı muaşeret denen bir şey var, çocukluktan öğretilir.
Anlamını bilmeyenler için bir daha yazayım: Sözlükte “İyi terbiye, nazik ve kibar olmak, usluluk, zariflik” manalarına gelir. Adâp, edebin çoğuludur. Muaşeret ise, “Birlikte yaşayan kişilerin iyi geçinmesi” demektir.
Adab-ı muaşeret kuralları, “Bir arada yaşayan insanların iyi ilişkiler içinde olmaları, birbirlerine nazik, kibar davranmalarını sağlayan bilgilerdir.” Adab-ı muaşeret kurallarına halk arasında kısaca “Görgü kuralları” denir!!!
Evet, görgü kuralları çocukluktan öğrenilir, öğretilir… Edep gibi, adap gibi… Onun için toplum içinde kendinizi tutmayı ve susmayı da bileceksiniz… Ya da size de söylenecek lafları kaldırabilecek bir özgürlük ortamı kuracaksınız.
Öyle “herkese her şey yasak, bana serbest” mantığı ile olmaz böyle işler…
Biz anneler-babalar, eğitimciler, çocuklarımızı bile yetiştirirken, o küçücük yavruları aşağılamadan, özgüven ile, sevgi ile büyümeleri için çırpınırken, hepimizi “zillet” olarak adlandıranları esefle kınıyoruz…
Kınamak da suç mu acaba?