Öteki kimdir?
Ötekileştirme nedir?
Bir göz atalım mı? Biraz şiirle, biraz tanım, biraz edebiyatla altını çizelim mi?
Kimseyi incitmeden, kendi kendimize birazcık sitem edelim mi?
Ötekileştirme; ayrımcılık ve dışlama ile ilgilidir. Ayrımcılık sonucunda belirli gruplar görmezden gelinmekte, “ben” ve “o” ayrımı ortaya çıkmakta ve bunun sonucunda kişilerin yaşadıkları hak ihlalleri görmezden gelinmektedir.
Günümüzde,iktidardaki siyasi partinin kendi dini inanışında, düşüncesinde, fikrinde, söyleminde, tarzında, stilinde, ibadetinde, anlayışında, gözleminde ve karakterinde olmayanlar için uygulamış olduğu baskıdır, kendinden olmayanı dışlamadır, Yani dışlanan bizleriz.
Biz ötekileriz,
Yani Mustafa Kemal’in izinde olanlar
Bir tarafı Çanakkale’de, diğer tarafı uygarlık ufkunda olanlar
Demokrasi ve cumhuriyetin peşinde
İnsanlığı barışı kardeşliği savunanlar!
Biz ötekileriz halkım
Erdemli ve hak-hukuk-adalet diyenler
Başka bir yol kabul etmeyenler!
Yani, Atasının izinde kendi gibi kalanlar...
Yurtta sulh, cihanda sulh diyenler!
Asla umudunu kaybetmeyenler...
Türkiye Cumhuriyetine sahip çıkıp
NE MUTLU TÜRKÜM diyenler..."
***
Hadi sitemimizi biraz daha derinleştirelim! Yaşadığımız coğrafyaya, yaşadığımız günlere yoğunlaşalım. Farkında mısınız, günümüzde pek çok şeyde olduğu gibi saygı, sevgi kavramlarının da içi boşaltılmış durumda. Lafa gelince hemen karşımızdakine saygı duyduğumuzu söylüyoruz, “saygı duyarım” lafını bilir bilmez kullanıp iş bizim gibi olmayanla ilgili düşünce yapılarımız ve davranışlarımıza gelince, bunun tam da aksini yaparız! Yani, çoğu kez, karşımızdakine ancak kendi sınırlarımız içinde kaldığı takdirde hak veririz.
En iyi örneğini de demokrasiden uzak iktidarlarda gözlemleyebiliriz; “Evet şunu yapabilir veya şu şekilde olabilir fakat bunu benim sınırlarım içinde yapmalı. Benim kurallarıma uyarsa, benim belirlediğim kurallar ve sınırlar içinde kalır ve ben onu kontrol edebilirsem çizdiğim çerçeve dahilinde hakkını teslim ederim.” gibi bir düşünceyle halkı yönetmeye kalkanları hepimiz iyi biliriz. Böyle olunca da, sadece onlara uyduğumuz sürece, itiraz etmeden onları izlemeyi sürdürdükçe halk olarak bizlere yaşam hakkı tanındığının farkındayız.
Bize “Nefes alabilirsin ama aldığın nefesi dahi ben kontrol edeceğim” diyenlere “hayır” dediğimiz anda BİZ YİNE ÖTEKİLERİZ!.
Ne acı ki, dünyada ve ülkemizde toplumsal huzuru tehdit eden en büyük unsurlardan biridir ötekileştirme. Irk, din, mezhep, cinsiyet, yaş, eğitim, gelir, bölge, kent, semt, aile, meslek, kültür, zeka, yetenek, beceri gibi her türlü farklılık üzerinden uygulanan bu yaklaşım aynı zamanda kibirle yoğrulmuş bir ilkelliği işaret ediyor. Ötekileştirme yapan kendinden farklı olarak gördüğü herkesin yaşam hakkını kısıtlayıp, onlara evrensel yaşam hakkı tanımıyor, aldığı nefesi, yaşadığı alanı yok sayıyor! Medeniyet bilinci ve değerlerine aykırı bu tutuma itiraz ediyoruz İŞTE YİNE ÖTEKİLER OLUYORUZ!
Olsun varsın, kabul edelim, biz ötekileriz, ama şunu iyi bilsinler ki, bu vatandan herkes gelir geçer ama bizler, bu vatanın gerçek sahipleri olarak asla vazgeçmeyecek olan Türk Milletiyiz!