Milli ve dini bayramları, ulusal anma günlerini, mesleklere ait kutlamaları, sağlıkla ilgili kutlamalarını vs saymazsak, Öğretmenler Günü, Babalar Günü, Anneler Günü, Sevgililer Günü, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, Hayvanları Koruma Haftası, Çocuk Hakları Günü, Engelliler Haftası, Gaziler ve Şehitler Günü, Yaşlılar Haftası, Kadına Yönelik Şiddeti Kınama Günü, Dünya İnsan Hakları Günü, diye sürer gider bu liste...
Her ülkenin, milletin hatta yörenin kendi kutladığı farklı özel günleri ve dönemleri vardır. Bu günler ilgili ülkenin, milletin tarihine, kültürüne, dinine, yaşam tarzlarına bağlı olarak yer yer değişiklik gösterse de tüm bayramların ve bayrama benzer olan tüm özel günlerin, kutlamaların, anmaların amacı aynıdır. Amaç, değişik adlarla belirtilen özel günler aracılığı ile insanlar arasındaki birliği, sevgiyi, dostluğu ve saygıyı ve bunlara atfedilen duygusal anlamları pekiştirmektir.
Son yıllarda, ülkemizde de Sosyal Medya’nın yaygınlaşmasıyla birlikte, hiç haberdar olmadığımız özel günlere denk gelmeye başladık. Sağlık konularına dikkat çekmek için, tarihteki önemli günleri hatırlatmak için ya da hayatımızdaki önemli kavramları hatırlamak ve anmak için belirlenen özel ve önemli günlerin sayısını bilemez hale geldik.
Bu kutlama günlerine bazen ticari dendi, bazen abartı, bazen gerekli ya da gereksiz, ben hiç birine karşı gelmedim. Olmasını da hep destekledim çünkü İnsanlar özgür iradeleri ile bu kutlamalara ister katılırlar ya da katılmazlar ama çok önemli bir şey var ki, hiçbir anma ya da kutlama BİR GÜNLÜK olmamalıdır. Ne babalar/anneler günü tek günlük anne ve babayı hoş tutma günüdür, ne Haklar ve Özgürlüklerle ilgili kutlamalar o gün kutlanır ve önemini yitirir, ne kadınlara, hayvanlara, çocuklara karşı yapılan şiddet ve tacizlere karşı gelmenin tek günlük önemi vardır. Bazı ilkeler, bazı gerçekler ve gereklilikler vardır ki yaşam boyu, nesiller boyu sürmelidir. Sevgi gibi, saygı gibi, insanların eşit ve insanca yaşayabilmeleri gibi, farkındalıklarının sürekli yüksek düzeyde tutulması esası gibi! Şayet bunlar kutlamalarla, anmalar ile yapılıyorsa yapılmalı ve çalışmaları da tek gün ile sınırlı kalmayıp sürekli olmalıdır!
İnsanların kültürel belleğinin, bayramlar, anmalar ve kutlamalarla şekillendiği bilimsel olarak ortaya konmuştur. Bayramlar ve kutlamalar hangi nedenle yapılırsa yapılsın mutluluk, sevgi, güven duygusu yaratırlar. Toplum için her birey önemli olduğu gibi, her birey için de içerisinde bulunduğu toplum önemlidir. Toplumun güçlü ve insan ilişkilerine önem veren bir hal alabilmesi için özel günler önemli bir etkiye sahiptir. Çünkü dini ya da resmi herhangi özel kabul edilen bir günde, insanlar bir araya gelerek aynı amaç üzerinden hareket ederler. Bu durum da, toplumda birlik ve beraberliğe neden olarak, insan ilişkilerinin güçlenmesini sağlar.
Her kutlama, birbirini tanımayan insanlar arasında bile, sessiz bir aidiyetin kurulmasına vesile olur. Kutlamalar sırasında insanlar, birlikte sevinir, yardımlaşır, iyiliği paylaşırlar ve bu kutlamanın yarattığı duygusal enerjiyle insanlar kendilerini daha güçlü hissederler. Bayramların ve kutlamaların bir gelenek olarak devam ettirilmesi, bu olumlu duyguların toplumda yaygınlaşması ve toplumsal aidiyeti kuvvetlendirmek içindir. Sürekliliğini sağlayabilmenin en önemli adımı işte böyle hatırlatma günleri ve bilincin yerleştirilmesi olmalıdır!
Hangi amaç etrafında düzenlenirse düzenlensin her kutlama toplumsal ve kültürel bir “anlam yaratma” kaynağıdır.
Kesinlikle de tek günlük değil, sürekli bir çabanın belki ara sıra topluma hatırlatılması amacıyla öne çıkarılan günü olmalıdır!